Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Christopher Dell

Christopher DellOkült, Cadılık ve Büyü yazarı
Yazar
9.1/10
43 Kişi
152
Okunma
11
Beğeni
2.470
Görüntülenme

Christopher Dell Sözleri ve Alıntıları

Christopher Dell sözleri ve alıntılarını, Christopher Dell kitap alıntılarını, Christopher Dell en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sahne sihirbazlığı on sekizinci yüzyılda ortaya çıkmış olsa da, dramatik yükselişi on dokuzuncu yüzyılda gerçekleşti. Ancak bu performanslar -ve onları sahneleyenler- okültizmden ve doğaüstü âlemden izler taşıyor, uzak ülkelerin egzotikliğini de barındırıyordu. * Simyacılar nasıl bir anlamda ilk bilim adamlarıysa, büyücüler de bir anlamda on dokuzuncu yüzyılın bilim adamlarıydı.
Reklam
Cadılık İnancı ve Hikâyeleri
Cadılık uygulamalarına meraklıların gece yarısı bir araya geldiği Cadılar Sabatında cadıların insan kurban ettiğine ve Şeytan'a bağlılıklarını bildirdiğine inanılmış, cadılar çocuk kaçırmakla suçlanmaya başlamıştır. Bazen de cadılar, tıpkı vudu büyülerindeki gibi balmumundan temsili kuklalara iğneler batırarak kurbanlarına zarar vermekle suçlanmıştır. Cadılara "malum güçler'in, yani onların işini gören "ruh hayvanları'nın eşlik ettiği inancı da çok güçlüydü. Bu hayvanların cadının kanını içtiği, onlarla konuştuğu ve düşmanlarına saldırdığına inanılıyordu. Cadıların süpürgeleriyle uçtuğu inancı da yaygındı.
Mantıklı jskek
Birinin cadı olup olmadığını anlamak için Babilliler şüpheliyi suya atıyor, suda boğulanların cadı olduğuna hükmediliyordu.
“Sözcükler öyle güçlüdür ki, tutku ve azimle telaffuz edildiklerinde doğanın düzenini altüst edebilir, depremlere, fırtınalara, kasırgalara neden olabilirler… Hemen bütün tılsımlar sözcükler olmadan güçsüzdür çünkü sözcükler söyleyenin sesi ve gösterilen ya da hakkında konuşulan şeyin imgesidir.”
Sayfa 72 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kraliyet Saraylarında Büyü
Okült çalışmaları on beşinci yüzyıldan itibaren Avrupa'nın kraliyet saraylarına sızmaya başlamış, Marsilio Ficini ve Medici ailesinden sonra Fransa'da Nostradamus, İngiltere'de ve Prusya'da John Dee kraliyet sarayı için çalışmıştır.
Kral Süleyman'ın (as) Mührü
Süleyman'ın sihirli bir yüzüğü olduğu söyleniyordu ve bu yüzüğe Süleyman'ın mührü deniyordu. Süleyman'ın bu yüzüğü hayvanları ve hava koşullarını kontrol etmekte kullandığı anlatılır. Süleyman'ın yüzüğündeki motif kimi zaman pentagram olarak gösterilir, bu simge de Batı'da büyüyle ilişkilendirilmiştir. Beş köşeli yıldızın iblisleri uzak tutan bir tılsım olduğuna inanılıyordu.
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
'un ölümünden sonra yayımlanan ve kendi içsel yaşamına dair gözlemlerini aktardığı
Kırmızı Kitap
Kırmızı Kitap
'ta İsviçreli psikolog "Büyü akıldışılıkla bağdaşır" der: Rasyonel bir itki değildir ama bu faydasız olduğu anlamına gelmez.
- Son -
Büyücülüğün yeniden keşfi, yirminci yüzyıl boyunca filizlenen feminist hareketle de doğrudan ilişkilendirilebilir. Geçmişin tanrıçaları -pek çok başka tanrıçanın yanında Diana, Ceres, Artemis ve Freya- tek bir "kutsal dişi"nin tezahürleri olarak görülür. Cadılık ve büyücülüğe duyulan yeni ilginin merkezinde, eskiden beri insanları kendine çeken bereket miti özellikle de toprağın bereketi- yatar. Amerikalı mitoloji uzmanı
Joseph Campbell
Joseph Campbell
'in dediği gibi: “Kadın büyüsü ve toprak büyüsü aynı şeydir."
Reklam
20.yy
Yirminci yüzyılın ortasından itibaren büyünün tarihine kabullenme, merak ve çoğulculuk hakimdi, bir de şaşırtıcı bir yaratıcılık. Büyük ölçekli toplumsal değişiklikler -oy verme hakkının yayılması, yerleşik dinin otoritesinin giderek zayıflaması, bilgiye ulaşımın demokratikleşmesi- merak eden ve kendi kendine bilgi edinebilen bir toplum yarattı. Büyü ve büyücülük yirminci yüzyılda hâlâ eksantrik kabul edilse de, önceki dönemlerde karşılaşılan toplumsal amgalanma ve zulüm uzun zaman önce azaldı. Aleister Crowley şüphesiz yirminci yüzyılda büyüyü etkileyen bir figürdü insanları hem esinlendirdi hem de yabancılaştırdı. Aynı zamanda, özellikle basının konuya olan ilgisini artırdı. Onun törensel büyü anlayışı, Gerald Gardner'in 1940'lar ve 1950'lerde yarattığı Wicca kültürünü, Anton LaVey'in Satanizm Kilisesi'nin gelişimini de etkiledi. Satanizm Kilisesi, Crowley'in düsturu olan "Ne istersen yap" sloganını bir adım daha ileri taşıyarak geleneksel toplumsal yapıyla bütün bağlarını kopardı.
Tarot Kartları
Tarot destesini oluşturan kartlar on beşinci yüzyıldan beri kart oyunları oynamak amacıyla kullanılsa da (kuzey İtalya'da icat edildikleri söylenir) kartların okült amaçlarla kullanımı on sekizinci yüzyılda başlamıştır. Tarot destesi günümüzde genellikle fal bakmak için kullanılır. Günümüzde Tarot kartlarının çok farklı tasarımları var. Marseilles destesi on yedinci yüzyıldan veya daha eskiden kalma, Oswald Wirth destesi (1889) de Guaita tarafından sipariş edildi. Tanınmış tasarımlardan biri de (1907'den beri çok popüler olan) Rider-Waite destesi. Aleister Crowley ve Lady Frieda Harris tarafından tasarlanan, 1969'da basılan Altın Şafak tarot kartları ise Thot Kitabı adıyla biliniyor.
Öküz Vakti Ritüeli / "Küçük Düşürülmüş Kadın"
Japon mitolojisi figürlerinden Prenses Iwanaga ushi no toki mairi (öküz vakti tapınak ziyareti) diye bilinen rituel sırasında. Ritüelin bu adla anılmasının nedeni Öküz Vakti'nde yapılmasıdır. Üzerine mum dikili demir bir taç takan ritüelcinin-genelde küçük düşürülmüş bir kadındır yedi gece boyunca saat sabah ikide Şinto tapınağını ziyaret etmesi, ağaca çivi çakması ve kendini aldatan sevgilisinin ölmesi için dua etmesi gerekir.
Nostradamus Kehanetleri
Nostradamus'un kehanetleri üzerine tartışmalar hâlâ sürüyor. Bunların sürekli salgınların, bitmeyen savaşların ve dini gerilimlerin damgasını vurduğu bir dönemde yaşamış olmasıyla yakından ilişkili olduğuna kimsenin şüphesi yok. Nostradamus'un gözünün önünde bazı görüntüler canlanana kadar bir káse suya bakarak kehanette bulunduğunu savunanlar da var. Bazıları da Nostradamus'un bibliyomansiye başvurduğunu, kitapların rastgele bir sayfasını açarak kehanette bulunduğunu savunur - bu teknik, ilahi güçlerin tavsiyesini almak için Kutsal Kitap kullanılarak da uygulanır.
Sihirli Bitkiler
Bitki ve otlar ister iksir tariflerinde ister ritüellerde kullanılsın, her zaman büyünün ana malzemeleri olmuştur. Örneğin zehirli itüzümü Yunan tanrıçası Kirkeyle ilişkilendirilmiş, öte yandan alıç dalları Romalılar tarafından büyücülüğe karşı korunmak için, Sırplar ve Hırvatlar tarafından da vampirleri öldürmek için kullanılmıştır. Ancak özellikle bir bitkinin sihirli olduğu konusunda görüş birliği sağlanmıştı: Adamotu. Bunun bir nedeni de bitkinin köklerinin ürpertici bir şekilde bir insanı andırmasıdır. Bu özelliği adamotu köklerinden yapılma tılsımların Ortaçağ'da çok yaygınlaşmasına yol açmıştır. Bu inancın bir başka nedeni de, bitkinin kökünü yiyenlerin halüsinasyonlar görmesi, hezeyna kapılmasıdır. *Adamotunun kökünden sökülünce çığlık attığına, bu çığlığın duyanı öldüreceğine -ya da delirteceğine- inanılırdı. Bu nedenle adamotu ip kullanılarak ya da bir köpek yardımıyla kopartılırdı.
289 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.