Kalbime bir bıçak saplanmış gibi hissediyordum; ve başımdan geçen tüm olaylara rağmen hala incitilmek için sonsuz ve engellenemez bir potansiyelim olduğunu keşfettim.
Yaşadığınızı hiçbir zaman dövüş kulübünde olduğu gibi hissetmezsiniz. Sizi seyreden onca kişinin ortasında, oradaki tek ışığın altında, öbür çocukla karşı karşıya olduğunuz zaman. Dövüş kulübünde önemli olan, dövüşten yenik ya da galip çıkmak değildir. Dövüş kulübüne ilk kez gelmiş birine bakın, kıçı beyaz bir somun ekmek gibidir. Aynı adama burada altı ay sonra rastladığınızda, vücudu tahtadan oyulmuşa dönmüştür. Her şeyin altından kalkabileceğine emindir bu adam.
Tanrım, ne kadar da güzel bir an olabilirdi bu. İki senedir her kucaklaşma vaktinde benim kollarımda ağlamış olan Chloe artık bir ölü; toprağın altında ölü ölü yatıyor; bir şişenin içinde, bir mozolede, krematoryumdaki bir bölmede ölü ölü duruyor. Tanrım, bugün bin bir düşünce içinde kendini oradan oraya sürüklerken, yarın soğuk gübreye, solucanlar için açık büfeye dönüşebileceğinin kanıtı işte. Ölümün inanılmaz mucizesi bu; ve her şey ne kadar güzel olabilirdi, Tanrım, şu kız olmasaydı.