Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cihan Okuyucu

Cihan OkuyucuDivan Edebiyatı Estetiği yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.2/10
32 Kişi
210
Okunma
6
Beğeni
2.675
Görüntülenme

Cihan Okuyucu Sözleri ve Alıntıları

Cihan Okuyucu sözleri ve alıntılarını, Cihan Okuyucu kitap alıntılarını, Cihan Okuyucu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Dürüş kazan ye yedir bir gönül ele getir Yüz Kabe'den yeğrektir bir gönül ziyareti"
Eğer insan şeklinde olmak insan olmaya yetseydi Hz. Peygamber ile Ebu Cehil aynı değerde olurdu.
Reklam
I wish I could show you
I wish I could show you when you are lonely or in darkness the astonishing light of your own being.
The Woman
المرأة هي شعاع النور الإلهي Woman is the ray of divine light.
Nereye dönerseniz Allah'ın yüzü oradadır (Bakara 115) nakışında nakkaşı ve eserinde onun yapıcısını görebilirler.
Sayfa 61 - kapıKitabı okudu
Modern sanat hareketlerinde estetik ve fayda kavramları birbirinden ayrı düşünülür. Bütüncü bir hakikat anlayışına sahip olan İslam’da ise güzel ile faydalı, bilim ile sanat birbirinden ayrılmaz. Aslında bu durum diğer klasik kültürlerde de böyledir. Eski Yunan'dan kalan bir sürü alet edevat -kaşık, küpe, tarak, kalkan vs.hep günlük hayatta kullanılmak üzere yapılmıştı; ama aynı zamanda güzel idiler. (Edman, 40) Edman’a göre, “Bu çeşit örnekler, sağlam bir sanatta gaye ile vasıtanın, güzel ile faydalının birbirinden ayrılmayacağı iddiasını ispat etmekte ve kuvvetlendirmektedir. Bazı sanatlar mesela mimari hiçbir zaman sadece güzelliğe hasrdilemez.”(Edman, 42) Güzel ile faydalı kopunca bir tarafta hayalin güzelliği ile kimsenin ilgilenmediği faydacı bir medeniyet, öbür tarafta ise lüks bir güzellik budalalığı, anlamdan yoksun kelimecilik, düzensiz müzik düşkünlüğü kalır. (Edman, 43)
Reklam
Fransız bahçelerinde karışık çiçekler bulunur. Türk bahçesinde bir yatakta aynı tür çiçekler yer alır. Bunlar uzaktan bakılınca aynı motifin tekrar edildiği halılar gibi görülür.”Türk ruhu karışık şeyleri sevmez, güzelliği sadelikte arardı.” Ortada büyük mermer havuzlar, salkımlı çardaklar ve fıskiyeler bulunan bahçeler ne tabiatı taklit eder ne de ondan ısrarla kaçardı. (Güller Kitabı, 65) Celal Esad Arseven her tarhında bir çeşit çiçeğin bulunduğu setli bahçelerin yukarıdan görünüşünü tezhipli bir kitabın sayfalarına benzetir. (Güller Kitabı, 66) İstanbul’da çiçek ve ağaç adı taşıyan semt sayısı şehrin yakın zamanlara kadar tam bir bağ-bostan şehri olduğunu gösterir. XVIII. yüzyılda İstanbul’da hasbahçe sayısı altmış iki idi. XVI. yüzyılda Bostancı Ocağı 1612 kişiden meydana geliyordu. Bostancıbaşı da devlet protokolünde önemli bir mevki işgal ediyordu. (Güller Kitabı, 67)
Gulden sonra en çok adı geçen diğer bir çiçek laledir. Mevlana'dan beri adına rastlanan lale hep yabanidir. Bu yüzden utangaç, usul erkân bilmez olarak tasavvur edilir. Lale XVI. yüzyılda önem kazanır ve gülle rekabete başlar. Ebussuud Efendi bile yeni bir lale türü elde edecek kadar bu çiçekle ilgilenir. Belki bu ilgide ismin ters yazılışından
"Bükülene hiçbir şey olmaz;eğilen gene doğrulur.Zayıf kuvvetliyi,yumuşak serti alt eder."
Nefsinden müşk ile anber tüte Budagından il ü şâr yimişlene... (Yunus Emre)
391 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.