Motor eylemlerde olduğu gibi yalnızca ayna nöronların etkinleşmesi, başkalarının eylemlerindeki istemlerini anlamamız için tek yol değildir. Her gün neredeyse açık bir şekilde başkalarına inançlar, istekler, beklentiler, amaçlar vb atfederiz; sosyal davranışımız çoğunlukla, başkalarının aklında olanları kavrama kapasitemize ve bunun sonucunda benimsediğimiz tavra bağlıdır. Şu anda bu zihin okuma işlemini açıklayan hiçbir nöral mekanizma yoktur; bunların evrimsel olarak ayna nöron sistemine bağlı olması muhtemeldir.
Bilimde ne zaman paradigmalan yıkan bir keşif yapılsa, bu keşif kabul görmeden önce üç aşamadan geçer. İnsanlar ilk olarak inanmaz; sonra ilgilenmediklerini iddia eder; üçüncü olarak da zaten eskiden beri bildiklerini söylerler.
Büyük bir umutla aldığım kitabı zar zor bitirebildim. Bunun sebebi; kitabın hâyli ağır bir dil kullanmış olmasından ziyade terimsel ifadelere geniş yer vermiş olması. Konuyla alakalı branşı olanlar rahatlıkla hazmedeceklerdir kitabı. Ama herhangi bir populer bilim takipçisinin bu kitabın hakkından gelebileceğini zannetmiyorum.
"Diğer insanların duygusal durumlarını anlamak, duyusal bilgiyi doğrudan duygusal terimlerde kodlayan bir ayna mekanizmaya bağlıdır."
Kitabın adı ve konusu oldukça ilgimi çekmişti. Nörofizyolojiye ilginiz var ve belirli bir düzeyde bilgiye sahipseniz faydalı bir kitap olabilir. Benim için ilk bölümler yeterince açıktı ama terimler arttıkça okumakta zorlamaya başladım. Salt bilgi yerine örnekler daha anlaşılır hale getirilebilirdi.
Insan beynindeki ayna noronlarla karsimizdaki kisiyi taklit ederiz. Kitap ayna noronlarimiz ve islevlerini herkesin anlayabilecegi sekilde anlatmis. Bir psikolog olarak fazlasiyla faydalandim