D. Mehmet Doğan

D. Mehmet DoğanBatılılaşma İhaneti yazarı
Yazar
Derleyen
7.7/10
84 Kişi
397
Okunma
60
Beğeni
2.959
Görüntülenme
Kitabı özetleyen bir cümle.
Türkçenin binlerce yıllık müktesebatı etnik temizlik saplantısına kurban edilmiştir.
Vah Türkiye'ye! Vah Türk diline! Vah Türk eğitim sistemine! Vah ki eyvah!
Reklam
"Serdengeçti "Osmanlı ordusunda bir sınıf askere verilen ad.
Şehrimizi tarumar ettiler... Şehir, yani medine... Medeniyet birikimimizin görünürleşme mekânı olan yer.
Kesinlikle.
Osmanlı Devleti'nin son bir asrı, bizim için her bakımdan ibret alınacak bir dönem.
İki büyük yazarımız ölüm ve göç tarihinde müslümanların uğradığı zulümlerden, maruz bırakıldığı soykırımlardan hakkıyla söz etmiştir: Ömer Seyfeddin ve Mehmed Âkif Ersoy.
Reklam
M. Kemal Paşa, Lozan müzakerelerinin ilk devresi başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra, 17 mart 1923 akşamı Adana'dan Tarsus'a geçerek Şeyh Senusî'yi ziyaret etti. Burada, Şeyh Senusi'nin Latife Hanım ve Mustafa Kemal Paşa ile çekilmiş resimleri vardır. Bu sıralarda, Mustafa Kemal Paşa da ulema ve hocalar arasında, senusilerin mahalli-dini kıyafeti ile resimler çektirmişti. Şeyh Senusî'nin o zaman gündemde olan Musul meselesi ile ilgili olarak bölgede devreye sokulmak istendiği tahmin edilebilir
Sekiz aya varmadan Ömer Muhtar, son kurşununa kadar atarak italyanlara esir düşer. hunharca idam edilir...
Nihayet, 1926 yılı, Musul meselesinin İngilizler lehine halledileceği yıldır. Şeyh Senusi, Osmanlı hanedanı ile irtibatı olduğu gerekçesi ile Türkiye dışına çıkarılır.
Reklam
1926 yılında Seyyid Ahmedü'ş-Şerif'den Türkiye'yi terk etmesi istendi. Lozan Anlaşması'na kadar el üstünde tutulmuş, hilafetin kaldırılması ve yetkisinin TBMM'ye devrine karşı çıkmamıştı. Cumhuriyet'in ilanından sonra gerçekleştirilen uygulamalardan sukut-ı hayale uğradığı tahmin edilebilir. Hükümet, bu dönemde Senusî'yi takibe aldı ve Mersin'in Hıristiyan bir köyünde mecburi ikamete tâbi tuttu. İtalyanlar Büyük Senusi'nin Türkiye'de bulunmasından rahatsızdı. Lozan'da, 1912'deki Osmanlı-İtalyan anlaşmasının teyidi mahiyetinde Türkiye'nin Libya ve Libyalılarla bütün ilişkilerini kesmesini anlaşma metnine koydurmak için büyük çaba sarfettiler. Antlaşmada tek istisna, müslüman din makamlarının ruhani yetkilerinin devam edeceği yönündeki hükümdü. (Bu hükmün de, hilafetin ilgası ile, geçerliği kalmamıştır.)
Esasen, Büyük Senusî'nin geçmişte kazandığı sıfatlar, büyük bir mücahid olarak sömürgeci devletlere karşı yürüttüğü tavizsiz olağanüstü mücadele yeterlidir. Bütün İslâm dünyası, dinî kimliği yanında onun kahramanlığını, mücahid kişiliğini bilmekte ve takdir etmektedir. Bu yüzden, hangi sıfatla anılırsa anılsın, Milli Mücadele sırasında üzerine düşen rolü büyük bir özveriyle ve başarıyla ifa etmiştir.
İnkılâp tarihi metinleri, tamamen dogmatik bir yapıda oluşturulmakta, bilmek, öğrenmek yerine doğrulamak, tasdik etmek esas alınmaktadır.
İnkılâp tarihinin uyandırdığı bıkkınlık, son yıllarda, tarihi gerçek tarihi bilgiyle dönüştürmenin sınırlılığı dikkate alınarak "roman" olduğu iddia edilen anlatılarla giderilmeye çalışılmaktadır.
Cehaletin anıtını dikenler ona tapınmayı da ihmal etmiyorlar!