Damian Sutton

Damian SuttonDeleuze yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
16
Okunma
0
Beğeni
1.007
Görüntülenme
Eğer hafızada yaşıyorsak, şimdiki durum için doğru hafızaların seçi­mini nasıl yaparız? Dahası, eğer hafıza sanal bir birlikte varoluşsa, za­manda geriye gitme izlenimini nereden alırız? Bir geriye dönüşü geriye dönüş olarak gösteren nedir?
Süre, geleceği kemiren ve ilerledikçe kabaran geçmişin daimi ilerleyişidir. Ve geçmiş durmaksızın büyüdükçe muhafazası için hiçbir sınır yoktur. Ha­fıza ... hatıraları bir çekmeceye koyup kaldırma ya da onların kaydını tutma yetisi değildir,... [G]erçekte geçmiş kendisi tarafından, kendiliğinden mu­hafaza edilir.
Reklam
Aslında sanatçıya düşen rol, toplamak ya da bir şeyleri bir araya getirmektir: “Kompozisyon. Sanatın yegane tanımı kompozis­yondur. Kompozisyon estetiktir ve kompozisyonu olmayan şey sanat eseri değildir.”
Ne var ki sömürgecilik tarihi, hakim Avrupa kültürlerinin yeni top­raklara ve yeni halklara uyum sağlamak için tüm yaptıklarına karşın, nihayetinde kendi kültürlerini Yeni Dünya’ya dayattıkları, eşitsiz bir yeniden yer yurt edinme tarihidir. Savaşların, kıyımın, soykırımın, köleliliğin, toplama kamplarının, vergilerin, topraksızlaştırmanın, hastalıkların ve bunlara benzer sayısız istismarın “yeniden yer yurt edinme”den başka bir şey olmadığını söylemek bu gerçeklerin üstü­nü örtmek olur. Hakim sömürgeci gücün köksapı başka bir köksapla ilişkiye girdiğinde değişir, ama o değişirken, öteki, zayıf köksap da ge­nellikle onun tarafından yutulur veya onun kültürü tarafından, zorla yeniden yer yurt edindirilir.
insanlar bedenlerden ve zihinlerden müteşekkil değildir, arzulayan makinelerdir
Deleuze ve Guattari bilinçdışını arzunun gömüldüğü karanlık ve yasak bir mekan olarak görmek yerine arzunun bir gerilla savaşçısı gibi dolaştığı ve hiç bekle­ mediğimiz bir anda fırlayarak ortaya çıktığı, yeraltı pasajlarından veya köksap tünellerinden müteşekkil bir yer olarak düşünürler.
Reklam
Köksapı düşünmek için daha ilginç başka bir örneğiyse yeraltı tünelleri sunar. Mesala, 1960’lı ve 1970’li yıllarda, ABD’nin çok daha üstün teknolojisine karşı bir yıpratma savaşı yürüten Vietnamlı Viet- kong gerillaları, bu mücadelenin bir parçası olarak oldukça gelişmiş bir tünel sistemi kullanmışlardır. Bu tünel sistemi onlara ABD’nin hava ve kara güçlerinden kaçma, silah ve yiyecek depolama ve taşıma, pusu kurmak için yığınak yapma ve kendilerinden daha üstün bir güçle kar­şılaşınca hızla gözden kaybolma olanağı vermiştir. Yani bir köksap ola­rak tünel, hem kelime hem de bizim örneğimizde, mecazi anlamıyla, bir yeraltı siyasal hareketini tarif etmenin de bir yoludur. Mecazi bir örnek daha vermek gerekirse, günümüzde de “yeraltındaki” birçok muhalif hareket, coğrafi olarak farklı yerlerdeki üyelerinin güçlerini ve destek­ lerini seferber etmek için internetin köksap ağlarını kullanmaktadırlar.
Köksapın kelime anlamı, yeraltında yatay olarak büyüyen, dallanarak köklenen ve yeni filizler veren bitki sapıdır. Birçok ot ve günlük diyeti­ mizden bildiğimiz birçok bitki, örneğin kuşkonmaz, zencefil ve patates köksapsıdır. Deleuze ve Guattari’yse bu terimi Kapitalizm ve Şizofreni: Bin Yayla [Capitalisme et Schizophrénie: Mille plateaux, 1980] başlıklı kitaplarının giriş bölümünde, belirli bir düşünce biçimini tanımlamak amacıyla kullanır.5 Batı felsefesinde hakim olan düşünce süreçlerine kıyasla onların tercih ettikleri düşünme biçimini en iyi yansıtan, bu yatay bir saptan dallanarak büyüyen kökler ve filizler imgesidir. Antik Yunanlı Platon ve Aristoteles’ten bu yana Batı toplumlarında binlerce yıldır hakim düşünme modeli nedenseldir, hiyerarşiktir ve (tek/çok, biz/onlar, erkek/kadın vs.) ikili karşıtlıklar üzerine inşa edilmiştir.
Deleuze ve Guattari’ye göre, bir orman gibi “köksapın da bir başlangıcı ve bir sonu yoktur, ama hep oradan hareketle büyüdü­ğü ve taştığı bir ortası (milieu) vardır.
Deleuze ve Guattari psikanalist­leri, her türlü psikolojik sorunun kökenini burjuva ailesinin yuvasın­da bulmakla görevli modern rahipler olarak görürler.Yani psikanaliz, her seferinde ve sürekli olarak, ağaç üzerinden düşünme imgesini da­ yatır. Eğer cinsel bir “sorununuz” varsa, bunun sebebi çocukken doğru gelişmemiş olmanızdır. Sağlıklı bir ağaç olarak büyümemişsiniz, çün­kü daha bir filizken kökleriniz doğru bir şekilde beslenmemiştir.
Reklam
Deleuze ve Guattari psikanalist­leri, her türlü psikolojik sorunun kökenini burjuva ailesinin yuvasın­da bulmakla görevli modern rahipler olarak görürler.
Sayfa 26
Anlam Bilgisi :
. Her şeyi çok derinden hissetmek hem bir lütuf hem de bir lanettir. ...
Köksap fikri bir anlamda ağaç imgesini yerinden etmek, onun yerine geçmek ister. Dolayısıyla, Deleuze ve Guattari kar­şıtlık içeren bir düşünce modeli önermek yerine, daha önceki modelin resmin tümünü göstermediğini göstermeye çalışırlar. Bu farkı anlama­nın belki de en kolay yolu, ormandaki bir ağaç imgesini göz önüne ge­tirmektir. Ormanda tek bir hakikat, tek bir neden ve sonuç, tek bir “ha­kiki ağaç” yoktur. Tam aksine orman, birçok ağaçtan, yani birçok haki­ katten müteşekkil tek bir varlıktır. Üstelik bir ormanın tek bir kökü­nün olduğunu söylemek de mümkün değildir ve bunun nedeni hangi ağacın ilk ağaç olduğunu bilmenin mümkün olmaması değildir sadece. (...)Bu anlamda her şey köksapsıdır ve ağaç tarzında düşünmek köksapın boyutlarından sadece bir tanesidir.
Sayfa 22
Felsefe aptallığı utanılacak bir şey haline getirmeye yarar.
Resim