...ölüm, tek başına yapılan sonsuz bir eylemdir ya da sonsuza dek süren bir monologdur. Her ne olursa olsun ne kadar çirkin görünürse görünsün hiçlikten farklı bir şeydir ölüm; hiçlikse tanrılara aittir, savaşım verdikleri şeyler karşısında tam bir unutulmuşluğa gömülenler de onlardır. Oysa ölüm bize aittir, aynı zamanda bu hastalıklı gezegendeki yalnızlğın içinde bizlere eşlik eden sayısız hayvanlarındır. Hiçliğe karşı koyan bir şeydir ölüm çünkü hayatın bir parçasıdır. İşte bu yüzden de bizler, günün birinde bedensiz kalmak kaderimiz de olsa, Zaman'ın içinde her dem bir şey ya da birileri olacağız çünkü Zaman, kozmos ya da evren denilen, ya da her ne ad verilirse verilsin bu uçsuz bucaksız alanın içindeki yolumuzdur, evimizdir bizim.
Bütün sorun, dokuz çocuğun en azından ikisine, yani en büyüklerine, o gün onları karınlarını doyurabilecek başka ailelere teslim edeceklerini nasıl söyleyecekleriydi.