David Frederick Attenborough, İngiliz yayıncı ve natüralist. Doğa tarihi programlarının yüzü ve sesi olarak kariyerine 50 yıldan fazla süredir devam etti. Vikipedi
Doğum tarihi: 8 Mayıs 1926 (91 yaşında), Isleworth, Birleşik Krallık
Eş: Jane Elizabeth Ebsworth Oriel (e. 1950–1997)
Kitaplar: David Attenborough Life On Air: Memoirs Of A Broadcaster
Holosen döneminin okyanusları üretken kalabilmek için balinalara gereksinim duyuyor. Yirminci yüzyılda ise insanlar bu canlılardan neredeyse üç milyonunu öldürdü.
Çağımızın asıl trajedisi bu: Gezegenimizdeki biyoçeşitliliğin giderek hızlanan çöküşü. Yaşam yeryüzünde var olup gelişebilmek için muazzam bir biyoçeşitliliğe ihtiyaç duyuyor. Milyarlarca farklı bireysel organizma her kaynağı ve karşılaştıkları her fırsatı değerlendirebildiği, milyonlarca canlı türü birbirini tamamlayan ve birbirinin devamlılığını sağlayan yaşamlar sürebildiği zaman gezegenimiz sağlıklı bir işleyişe sahip oluyor ancak. Biyoçeşitlilik ne kadar fazlaysa dünya üzerindeki yaşam o kadar güvende oluyor- bizimki de dahil. Ancak insanların şu anki yaşam tarzı , yeryüzündeki biyoçeşitliliği çöküşe sürüklüyor.
Çevre ekonomistleri sürdürülebilirdir ekonomi inşa etmeye odaklanmış durumda. Sistemi değiştirerek yalnızca küresel karlılığa değil, insanlara ve gezegene de yarar sağlayacak bir hale getirmeyi arzuluyorlar ve bu modele ‘3P’ ismini verdiler (profit (fayda), planet (gezegen), people (insanlar)). Bu terim, gezegen üzerinde negatif etki bırakmadam gerçekleştirilen büyüme anlamına geliyor. Yeşil büyüme, ürünlerin enerji açısından daha verimli bir hale getirilmesiyle; ardında ayak izi bırakan kirli faliyetlerin temiz, düşük veya sıfır ayak izli faaliyetlere dönüştürülmesiyle veya büyümenin dijital dünyaya kanalize edilmesiyle sağlanabiliyor.
İnsanlığın hayvanlar âlemindeki diğer türlerden bir şekilde farklı bir yerde durduğu anlamı çıksın istemiyordum. Özel bir konuma sahip değiliz. Hayat ağacındaki türlerden biriyiz.
Kitabı okurken aklıma Henry David Thoreau'nun "Tüm güzel şeyler vahşi ve özgürdür" sözü geldi. İlk gördüğümde ne kadar güzel demiştim. David Attenborough'u okuduğumda ise ne kadar doğru dedim.
Attenborough'u çoğumuz TV lerdeki meşhur doğa programlarından tanıyor olmalı. Ömrü boyunca, okyanuslar dahil, dünyadaki yaban hayatının büyük kısmını gezerek tecrübe edinmiş bir yapımcı. Gördüklerini, akademik çalışmalar ve yakın geleceğe dair vizyonuyla besleyerek harika bir kitap haline getirmiş. Sadece David Thoreau'yu haklı kılmıyor, geniş bir referans ile günümüzü tarifliyor ve geleceği nasıl kurtaracağımızı anlatıyor.
Bilinçli tüketici olalım, tüketirken ürettiğimiz karbon ayak izinin hesabına göre hareket edelim, "Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH)" rakamı yerine "Sürdürülebilirlik İndeksi" ne odaklanarak yönetilim diyor. Yine ve yeniden karşımıza sürdürülebilirlik çıkıyor, sıradaki devrim, 21.yy görünen o ki en mühim meselesi. Şurası kesin ki şayet bu devrimi layıkıyla yapamazsak hayatta kalabilmeyi başaran az ve sefil durumdaki gelecek nesillerimizden bolca küfür yiyeceğiz.
Attenborough, sürdürülebilirliğin en güçlü araçlarının yaban hayatı ve biyoçeşitlilik olduğunu çok güzel örneklerle anlatıyor. Peter Singer'in Hayvan Özgürleşmesi kitabıyla beraber okuduğum en doğru düzgün, araştırmacı ruhlu ve aklı başında kitap diyebilirim. İyi yazılmış ve iyi çevrilmiş.
Kesinlikle okuyunuz.
Problem tüm çıplaklığıyla ortada: Gezegenimizdeki tabiat alanları, biyoçeşitlilik kayboluyor. Üstelik bu öyle bir sorun ki, bizim farkındalık ışığımıza bir türlü girmemekle birlikte, günden güne büyüyor, hem de dünya çapında. Muazzam bir David Attenborough dokunuşu olan "Gezegenimizden Bir Yaşam”, var olan tabloyu tüm gerçekliğiyle ortaya koyduğu gibi, hep birlikte ve hemen harekete geçersek neleri değiştirebileceğimizi de anlatan, bizlere çözüm önerileri sunan bir kitap...Aynı isim ile Netflix de belgeseli de bulunuyor...Bu kitabı okuyup ve bu belgeseli izleyip hayatlarımızı değiştirmeliyiz...
Muhteşem resimlerle süslenmiş harika bir kitap. Evrime inansanız da inanmasanız da gelişim ve değişim gözlerinizin önünde canlanıyor. Adına ne derseniz deyin her şey mükemmel işliyor ta ki biz insanlar bozmaya ve mahvetmeye başlayıp duracağımız sınırı ihlal edene kadar.