Bu videoyu izleyen ilk kişi Houston'daki bir bilgisayar programcısıydı. Gördükleri karşısında ağzı açık kalmıştı. Dosyayı yirmi arkadaşına e-posta ile gönderdi. Videoyu birkaç saniye sonra izleyen bir sonraki kişi de Fransa'da yaşıyordu ve insomnia (uykusuzluk) hastasıydı. Kadın gözyaşları içinde videoyu elli arkadaşına gönderdi. Videoyu izleyen üçüncü kişi ise Kuzey Afrikalıydı. Gördüklerine duyduğu kızgınlıkla BBC'yi aradı ve dosyayı internetteki "en yakın" sekiz yüz arkadaşına iletti. Norveç'teki bir genç kız korku içinde videoyu izledi ve dosyayı tanıdığı herkese gönderdi. Videoyu izleyen bir sonraki bin kişi ise on dokuz farklı ülkede yaşıyordu ve hepsi de dosyayı otuzar arkadaşı ile paylaştı. Onlar da dosyayı onlarca arkadaşına gönderdi. İnternet okyanusunda dijital bir yağmur damlası olarak başlayan akın hızlıca bir kıta büyüklüğündeki piksel ve bayt tsunamisine dönüştü.
kim bundan korkmaz, dehşete kapılmazdı ki? son yolculuğuna çıkacaktı. herkesin tek başına yol aldığı.. yanında bir yoldaşın huzurunu taşımadan.
ve inancı yoksa gidenin yolun sonunda onu neyin beklediğini bilmeden.
Benim için oldukça duygusal bir hikaye idi. Hayata olan hüzünlü bakışınızı umuda çeviren ve insanlara iyi bir hayat dersi veren etkileyici bir kitap...