Defter Dergisi

Defter DergisiDefter Dergisi - Sayı 1 dergisi
Dergi
9.4/10
11 Kişi
47
Okunma
6
Beğeni
683
Görüntülenme

Hakkında

Defter Dergisi 1987-2002 yılları arasında 45 sayı yayınlanmıştır. Defter yayınlandığı yıllar boyunca amacını eleştirel düşüncenin yaygınlaşması diye tanımladı. Dergiyi çıkartanlar, farklı disiplinlerin, farklı bilgi alanlarının birbiriyle konuşabilmesini, belli bir soruna farklı optiklerden bakılabilmesini ve karşılaştırmalı bir bilgi üretilebilmesini önemsiyordu. Buna bağlı olarak akademik metinlerle denemeler, şiir, öykü, anlatı gibi edebi türleri birarada yayınlayan ve deneyime vurgu yapan kendine özgü bir Defter uslubu çıktı ortaya. Dergiyi sevenler vesürekli izleyenler de büyük bir ihtimalle bu farklılığı algılayan ve önemseyen okurlardan oluşuyordu. Yayın Kuruluşunda derginin ilk döneminde şu kişiler yer aldı: Meltem Ahıska, İhsan Bilgin, Nurdan Gürbilek, Orhan Koçak, İskender Savaşır, Semih Sökmen. 1998 yılından sonra bu isimlere Zeynep Direk, Zeynep Sayın, İ. Kaya Şahin, Bülent Somay, Müge G. Sökmen ve Saffet Murat Tura katıldı.
Doğum:
1987
Ölüm:
2002

Okurlar

6 okur beğendi.
47 okur okudu.
2 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Mallarme baştan aşağı simgesel bir şiir oluşturmaya koyulduğunda, simgelerini kendi yaşantılarında buldu.
Reklam
-Kavafis
Dile ki uzun sürsün yolun. Nice yaz sabahları olsun, eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Defter Dergisi
Defter Dergisi
Başlangıç, Her İnsandır....İradenin, kendi arzusuna ve başkalarının arzusuna karşı ne olursa olsun giriştiği bitmeyen mücadele karşısında, gerçek özgürlük, bir aşkınlık momentini temsil eder... Beklenmedik olanı meydana getirme, yeni bir şeye başlama yetisi, eylemde bulunma yetisidir. Bizim dünyamız, potansiyel olarak yaratıcı olan, "özgürlük ve eylem armağanlarına sahip oldukları için kendi gerçeklerini yaratabilen" bireylerin oluşturduğu bir dünyadır. Berktay, Fatmagül: “Heidegger ve Arendt’te Özgürlük: Bir Kesişme Noktası”; Sayı 42, s.36.
"Yusuf Atılgan’ın 1959’da yayımlanan ilk romanı Aylak Adam, C.’nin rutin yaşamının ve bir tutamak arayışının dört mevsime yedirilmiş halini anlatıyor. Bir Bakî sözü ile giriş yapar Atılgan romanına: “Mufassal kıssa başlarsın, garip efsane söylersin.” Burada Atılgan, daha kitabın başında sezdirir niyetini. Okuyucuya, Aylak Adam’da öyle
Reklam
Defter Dergisi - Sayı 3
Defter Dergisi - Sayı 3
-bu kaçıncı- köprü başı, yeni geçitlerin ilk işareti. karşıda çar mıha gerilmiş bir evliyanın solgun silueti. zaman.. işte yine yanıbaşında her unutkanlığın, her tutkunun körlenmez törpüsü. sardımı isterik duyguların totemsi gölgeleri, hiç fayda etmez bilirsin herhangi bişey adına yola çıkan herhangi bişeyin seslenişi. zaman.. işte yine içiçe her tükenişle; de ki sevdayla ya da sevdaya ilişkin tüm yeryüzü kuşatmalarıyla... köprü başı, bu kaçıncı geçit törensizliğiyle sevdiğimiz varoluş ve yokoluşları cömertlikle yaşayan. zaman mı? işte yine yanıbaşında her yokoluşun ve yeniden doğuşun; yine öyle törensiz yine öyle sevgili..

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok
Resim