21.08.1989 tarihinde Bottrop Almanya'da doğdu. Lekfke Avrupa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi TDE bölümünü bitirdi (2012). 2012-2013 yıllarında Almanya'da dil eğitimi aldı. 2015 Yılında Arel üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde TDE Tezli Yüksek lisans yaptı. Aynı yıl Pedagojik Formasyan Kırklareli Üniversitesinden, Eğitim Koçluğu Süleyman Demirel Üniversitesinden aldı. Boşanmış 1 çocuk sahibi. Özel sektörde TDE ve Türkçe öğretmeni olarak görev yapmaktadır.
İlk kitabı Çok Kişili Yalnızlık 14Şubat.
“Korkma. Sen kaybetsen bile seni kaybetmeyecek olan bir şey, senin bilmediğin köşelerde senin için zaman kolluyordur. Derin bir nefes alıp senin yoluna gölgesini sermiş bekliyordur.”
Özgür'ün karışık ruh hâliyle başlayan hikayede, Özgür'ün yazma ihtiyacıyla birlikte geçmişin sır perdeleri bir bir aralanıyor. Damla, Derya, Firuzan, Maria, Hayal... Hepsi de Özgür'ün hayatının bir döneminde yer alan kadınlar. Firuzan ve Derya ana kız. Damla Özgür'ün dergideki patronu. Hayal güzel sesli bir solist. Maria en az ismi geçen kadın. Ama Özgür' e aşık. Kıbrıs'a üniversite okumak için giden Özgür'ün oradaki hayatını kolaylaştıran ve ona tutkulu vakitler geçirten Firuzan ve Derya. Sesi ile onu büyüleyen Hayal. Onu arzulayan Damla... Ve hikayenin sonunda Firuzan'ın Derya hakkındaki sırrı. Bu hikayede iki kişinin kader durağı ortak. Özgür ve Derya... Lakin farklı mekanlarda ve farklı zamanlarda...
#okudumbitti️ #kitapyorum
#çokkişiliyalnızlık ️ 96 Sayfa
️️️️️️️
.
"Sayende ağlamanın bir manzarası olduğunu keşfettim. Kimi yorgan altında bulur manzaranın huzurunu kimi deniz kenarında yakalar ferahlığın içler açan rahatlığını...Kimi kapalı kapılar ardında...Kimi anne kucağında...Kimi sevgili omuzunda...Kimi
#kitapyorumu #okudumbitti ⠀⠀
Evet kitabın yorumunu yaparken nerelere değinmem gerektiğini ilk başlarda düşünmüştüm ama düşündükçe daha farklı yerler ortaya çıktı, dikkat etmediğim yerler sonradan gözüme çarptı. Bazı yerleri bana göre çok ince nüanslar gerektiriyordu. Sonradan da gördüm zaten kitap ilerledikçe. İlk başlarda anlamsız gelen çoğu şey sonradan o kadar güzel bir şekilde açıldı. Gerçekten güzel bir eserdi.⠀
Asıl kahramanımız olan Özgür’ün neden böyle bir adam olduğunu ilk başlarda anlamlandıramadım ama o kadar haklıymış ki yaptıklarında, hissettiği o çok kişilik yalnızlığında.⠀
Özgür’ü tam olarak tanımaya başladığımız nokta, yazmaya tekrardan başladıktan sonra kaleminden dökülenlerle oluyor. Neler yaşadığını, nerede nasıl tepkiler verdiğini kendisini, etrafını, hayatına girenleri eleştiriyor, onları kendi gözünden anlatıyor. Neler yaşamış diyorsunuz mesela, ben olsam ne yapardım diyorsunuz, Özgür kendini eleştirirken siz de onu eleştiriyorsunuz. ⠀⠀
Kitapta en sevdiğim nokta sanırım Derya’nın kendince Özgür’e ettiği o ilanı aşktı. Deniz’i, sahili, maviyi ne de güzel anlattı dedim açıkçası, onunla beraber maviyi daha da bir sevdim ve en sonunda da ah be adam maviye ihanet ettin dedim.⠀
⠀
Kitapla alakalı demek istediğim tek şey ilk başlarda kitabın içine dahil edemedim kendimi ama daha sonra kahvemi unuttum ki kahvem aklıma geldiğinde huuh ne sondu dedim. Bazı cümleler vardı kaleminize sağlık iyi ki yazmışsınız dediğim. Deniz Bey’in gerçekten güçlü bir kalemi, güçlü cümleleri vardı. Kalemiz daim olsun. Ben çok severek okudum sizlere de tavsiye ederim.