Yıkık bir hayal, yıkık bir binadan daha büyük bir enkazdır. İçerisinde daha fazla ölü barındırır. Ve dışarısında daha fazla seyirci. Yıkılmış bir hayalden arta kalanları asla toplayamazsın. Sıcaktır, ellerin yanar. Sana belirteyim ki sevgilim, hayalleri ölenin başı sağ olmaz. Hayalleri ölenin mezarına yağmur yağmaz. Toprağında çiçek açmaz. Hayalleri ölenin mekanı cennet olmaz. Ve en önemlisi şu ki; hayalleri ölen, bir daha sevmez. "Kusursuz cinayet yoktur" diyorlardı bir polisiye dizisinde. Aslında vardır. Ve hayalleri öldürmek, yapılabilecek en kusursuz cinayettir.
Kaç tükenmez kalemi tükettiğimi sayamadım seni yazarken.. 'Yazınca geçiyor mu?' dediler. 'Geçmez mi?' dedim. 'Zaman bile geçiyor.' Velhasıl kelam, zaman bile geçiyor, sen geçmiyorsun.
Kimi uykuya verdi kendini, kimi alkole, kimi aptallığına. Ama hep aynı acıyı dert edinmişlerdi. Hep aynı acıydı ortak noktaları. Bazen öyle birisi koyuyor ki bu noktayı, o noktadan sonra bütün cümleler tutarsızca devriliveriyor.
Sen KırıklarıDeniz Kanburoğlu · Dokuz Yayınları · 201644 okunma