Dieter Breuers

Dieter BreuersKudüs İçin Ölmek yazarı
Yazar
6.7/10
3 Kişi
12
Okunma
0
Beğeni
721
Görüntülenme

Dieter Breuers Sözleri ve Alıntıları

Dieter Breuers sözleri ve alıntılarını, Dieter Breuers kitap alıntılarını, Dieter Breuers en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
bir saat sonra komşusu onu uyandırdı ve çok acil tuvalet gereksinimi olduğunu belirtti: kimsenin tek başına oraya gitme izni yoktu. orada zaafa düşebilir, ortamdaki yalnızlığı karşısında eliyle tatmin yoluna gidebilirdi. yaşça daha büyük rahiplerden biri fenerle ona eşlik etmek ve uygun bir uzaklıktan, rahip biraderin şehvete kapılmamasına dikkat etmek zorundaydı. ama biraderini rahatsız eden cinsel dürtüleri değil, kalın bağırsağıydı. taze soğanlar yaramamıştı. her ikisinin de tekrar yorganlarının altına girmesi biraz zaman aldı. rahip bir daha uykuya dalamadı. büyük salonun herhangi bir yerinde, horuldamalar ve gecenin normal gürültüleri arasında genç bir biraderin ahlaka aykırı harekette bulunduğu duyuluyordu. rahip, yerinden kıpırdamadı. gerçi, artık yaşlanmış ve ellisini geçmişti, ama gençliğini anımsamayacak kadar yaşlı da değildi. rahip, kendinin orada olduğunu hissettirmedi. ateşli din kardeş günah çıkartacak ve tanrı da onu affedecekti. telaşlanmak için bir neden yoktu. etraftaki manastırlarda, ıslak bir rüyadan çok daha kötü şeyler de vardı. bununla birlikte: iki saat içinde, gün ağarırken, yatakhanede yaşam başlayacaktı. herkes fısıldayarak birbirini uyandırmak zorundaydı. konuşulmazdı. ancak tüm rahipler, diğer biraderlerinin şeytana uymaması için, daha yorganlarının altındayken yünlü tuniklerini baldırlarına kadar indirmek zorundaydılar. sonra yorganlar havalandırılır ve hasır torbaların üzerine serilirdi. yıka, ne lekelenmişse... herkes o zaman ne olduğunu görecekti, çünkü herkes herkesi gözetlerdi: kurallar böyleydi
15 Temmuz 1099
Geniş sokağın neredeyse her yanı tamamen keyfi olarak öldürülmüş insanların cesetleriyle kaplıydı. Cesetlerin çoğu parçalanmış, gözleri oyulmuş, birçok kadının da açıkta ırz* ge*..,süt çocuklarının başları evlerin duvarlarında paramparça edilmiş ve yaşlı kadınların göğüsleri kesilmişti. Yan sokakların birinde bir asker “Deus le volt” diye haykırıyordu. Bu dehşeti tanrı istemiş olabilir miydi?
Reklam
ertesi gün, gerçekten de henüz yaşıyordu. ama iki hafta sonra ise, ölüm döşeğinde can çekişiyordu. kadın ve bu genç kız her gün onu ziyaret ediyordu. sadece ağır yaralıların alındığı büyük çadırda, onun pis ot minderinin yanına çömelip saatlerce oturuyorlardı. rahipler yorgun halde oraya buraya koşturuyor, ara sıra adamlardan birini bir tahta üzerine koyup, kolunu ya da bacağını kesmek üzere özel bir yere götürüyorlardı. yaralının şansı varsa afyon, haşiş, sütleğen, adamotu kökü ya da bânotu ile karıştırılmış egzotik ilaç hammaddeleri bir havlu üstüne damlatılarak, yaralı bayılıncaya dek yüzüne konuyordu. ancak yaralıların sayısının çokluğu nedeniyle, bu uyuşturucuların eksikliği çekiliyor ya kesilecek organ uyuşturulmadan kesiliyor ya da hasta kendinden geçene kadar acıdan bağırıp duruyordu. organın kesilen yerinin hemen üst kısmına sıkı sıkıya bağlanan deri kemer, birkaç saat sonra hastadan alınıyordu. o zaman da, sık sık yeniden şiddetli kanamalar oluyordu. çoğu durumlarda kanama ancak, kor halindeki bir bıçakla yaranın dağlanması suretiyle durdurulabiliyordu. o zaman hasta yeniden bağırarak bayılıyordu. yanık et kokusu, ilaçların keskin kokusu ve ölüm döşeğinde yatan hastanın, kimsenin temizlemeye zaman bulamadığı, dışkı artıklarının kokusu çevreye yayılıyordu.
Semavi Dinleri istismar(Kudüs de 1.Haçlı katliamı-1099)
Geniş sokağın neredeyse heryanı ,temamen keyfi olarak öldürülmüş insanların cesetleriyle kaplıydı...cesetlerin çoğu parçalanmış,gözleri oyulmuş,burunları yada kulakları koparılmış, birçok kadının da açıkta ırz*ge*,...sütçocuklarının küçücük başları ,evlerin duvarlarında paramparça edilmiş ve yaşlı kadınların göğüsleri kesilmişti. Yan sokakların birinde bir asker "Deus le volt " diye haykırıyordu. Bu dehşeti Tanrı istemiş olabilirmiydi?
Sayfa 95 - epupKitabı okudu
"yaşlı adam böylece haç seferinin son kısmı için yola koyuldu. dua etmeyi denedi ama çıplak ayaklarla büyük kan birikintileri içinden gitmek zorunda olan bir kimsenin, huşu içinde kalması çok zordu. geniş sokağın neredeyse her yanı, tamamen keyfi olarak öldürülmüş insanların cesetleriyle kaplıydı. savaş sanatında deneyimsiz olmasına karşın, rahip, insanların gelişigüzel vurularak ya da kılıçlanarak öldürüldüklerini görüyordu. cesetlerin çoğu parçalanmış, gözleri oyulmuş, burunları ya da kulakları kopartılmıştı. birçok kadının da, açıkta ırzına geçilmişti. rahip kadınların çıplaklığını görmemek için yüzünü çevirdi. süt çocuklarının küçücük başları, evlerin duvarlarında paramparça edilmiş ve yaşlı kadınların göğüsleri kesilmişti. yan sokaklardan birinde bir asker, "deus le volt!" diye haykırıyordu. bu dehşeti tanrı istemiş olabilir miydi?"
Sayfa 299Kitabı okudu