Açıkçası kitap kapağı ve dizaynı hoş ama tarzım olmadığı kesin.. Evet, aşk romanlarını severim, ancak tek düze ve eski Türk filmi tadında bir kitap. Yine de gece elime aldım, bıraktığım da ise saat sabahın 05:05'ini gösteriyordu ve ben 120 sayfaya yakın okuduğumu fark ettim. Çok akıcı gidiyor, kitapta ki konu klasik hikaye. Gerçek hayatta bunlar farklı şekilde de olsa var.. zengin erkek, hiç tanımadığı kasabalı bir kız ile 3 günde evlenir mi? Hayır sanmıyorum.. ancak hikayede bir vasiyet, zorunlu evlilik ve kabukların kırılması üçlemesi var ki, cidden Ömer karakterine ayrı bir nefret duydum..
Eski eşimin adı diye değil ama yine de Ömer'ler hep çekilmez ve .... dedim..
Yazarın 3. kitabı ve bana doğum günü hediyesi olarak geldi bu kitap.
Kitabın olay örgüsü sıradan da olsa, teknik olarak 2 ayrı zaviyeden göstermesi sanırım hoşuma giden kısım oldu..
Ama yeni nesil Türk yazarların en büyük eksiğinin betimleme yapmak olduğuna bir kez daha şahit oldum..
Nerede Sait Faik, Memduh Şevket, Sabahattin Ali vb. harika betimlemeleri...
Neyse, 18-25 yaş arası bir kitleye hitap eden eseri, çerezlik niyetine dinlendirici bulduğum için tavsiye edebilirim.
Yalnız kitap da sırıtan bir de ansızın gelişen arzu kıvılcımları var ki, yersiz olunca tekdüzeliğin ötesine gidemiyor bu yüzden..
Yazar hanımın Julia Quinn, Judith McNaught okuru olduğuna ise hiç ama hiç şüphem yok.. zira buram buram ve ülke sınırları içerisinde bir yansıt(ama)ma (!) söz konusu..
Yine de okurken yer yer abartı ve yersiz desem de, okumayı sevdim kitabı 🤗🤗🤗