"Yine zevrak-ı derûnum kırılıp kenâre düştü
Dayanır mı şîşedir bu reh-i seng-sâre düştü
(Yine gönül kayığım kırılıp su kenarına düştü. Bu gönül nazik bir şişedendir, düştüğü yer ise taşlıktır, dayanması ne mümkün.)"
Belki bir insan, "düşünmek" kavramını zihninde canlandırmaya çalışırken, başını iki elinin arasına almış ya da Rodin'in ünlü heykelinde olduğu gibi, elini çenesine dayamış birinin görüntüsüyle bu kavramı özdeşleştirebilecektir.