Konstantin Hanedanı'na mensup Roma imparatoruydu. Kendisi son pagan Roma imparatoruydu ve imparatorluktaki çöküşü durdurmak amacıyla geleneksel ibadeti geri getirmeye çalışmıştır.
Felsefe çalışmalarından ötürü yaşadığı dönemde ve halefleri arasında Filozof sıfatıyla anılmıştır. Hristiyan kaynakları ise Hristiyanlığı reddetmesi Neoplatonizmin daha yeni bir biçimi olan Teurgia'ya geçmesinden ötürü kendisinden genellikle Dönme Julianus diye bahseder. Ayrıca bazen Didius Julianus'tan ayırt edebilmek için kendisinden II. Julianus diye de bahsedilir.
Bana kalırsa, bir tek kötüyü bin erdemli insanla birlikte kurtarmak o kötüyle birlikte erdemlilerin hepsini mahvetmekten her bakımdan
daha tercih edilesi bir şeydir.
Dahası, Tanrı'nın insanlardan çekindiği için dilleri birbirine karıştırdığını söyleyen sizler, Tanrı'yı bildiğinizi nasıl ileri sürebilirsiniz? Tanrısallığa ilişkin daha saçma bir düşünceye sahip olunabilir mi!
Kitabın yazarı Julianus, pagan inancında olan son Roma imparatorudur.
Hristiyanlığın kendi topraklarında yayılmasından sonra Yunan mitolojisine dayanan pagan inancıyla Yahudi kaynaklar üzerinden şekillenen ama farklı bir dine evrilen Hıristiyanlığı karşılaştırır.
Kendisi tek tanrı inancına karşı olup her milletin ve alanın bir tanrının uhdesinde olduğuna inanır. Hristiyanlığın yahudi inançlara uygun olmadığını ve sapkın bir hâle dönüştüğünü Tevrat'tan ayetlerle kanıtlamaya çalışır.
Aynı kaynaktan geldiği için bazı eleştirileri İslam için de değerlendirmek mümkün. Özellikle tek tanrı inancına karşı çıkması en büyük eleştirisidir.
Ancak birçok yerde biz müslümanların da dile getirdiği ve haklılık payının olduğu eleştiriler de yer almakta. Teslis inancı, domuz eti, kurban ibadeti, erkeklerin sünnet olması vb.
Dinler tarihiyle ve inanç felsefesiyle ilgilenen okurlara farklı bakış açıları kazandırması açısından okumalarını tavsiye ederim.