"Alevler sadece bir son değildir; aynı zamanda bir başlangıçtır. Yıktığımız her şey, yeniden yapılabilir. Siz de kendi küllerinizden bir kez daha doğabilirsiniz."
İyi ses diye bir şey varsa o da mutfaktan gelen seslerdi; bulaşık makinesinin şapırtı ve tıngırtıları, lavabodaki çatal kaşığın çınlamaları ve büyük tencerelerde kaynayan çorbanın fokurtusu.
Kendinde bir terslik olduğunu hissediyordu. İçindeki bir şeyler hatalı birleştirilmiş gibiydi. Herkes yanlışın ne olduğunu görüyor, bir tek kendisi adını koyamıyordu. Sadece farklıydı o şey, dolayısıyla da yanlıştı.
Agnes’ın işe, paradan da öte bir nedenle ihtiyacı vardı. Yalnızlığını hafifletiyordu. Onu meşgul ediyor, uzun ve boş gecelerini dolduruyordu. İşi olmasa evinde oturur, uykusu gelene dek ne yapacağını düşünüp dururdu.