Zorlamaya gerek kalmaksızın çocuk,içerigin kendisini o denli ilginç bulmuştur ki materyali okumayı arzu etmiştir.İster bilim söz konusu olsun ister beyzbol ,en ağır dislektikler bile sadece tekil kelimeleri deşifre etmeyi değil ilgilendikleri konuları anlamak için okumayı öğrenebilirler.
Genellikle gizli bir engellilik durumu olarak tanımlanır, çünkü belirtilerin görülmediği varsayılır;ama disleksi,sadece onunla yaşamak ve sonuçlarına katlanmak zorunda olmayanlar için görünmezdir.
Dislektik çocuklarda fonemler (harf) daha az gelişmiştir. Bu çeşit bir fonemi, bir çocuğun oynadığı ahşaptan oyulmuş bir harf kalıbı olarak düşünün; kalıbın ön yüzü o kadar aşınmıştır ki harf artık belirgin değildir. Sonuç itibariyle bu tür çocuklar konuşurken uygun fonemi seçmekte zorlanabilir ve bunun yerine benzer bir fonemi seçebilirler..
"Siniflandirma, doğayı birleşme yerlerinden oyma sanatıdır; bu, orada gerçekten bir eklem olduğu, kemikten kesilmediği anlamına gelmeli." der İskoç psikiyatr R. E. Kendell.
Kitap tam bana göre... Harika bir kitaptı..
Okuma üzerine zaten çalışmalar yapıyorum. Disleksi de okumayla ilgili bir hastalık. Yani beynin harf-ses algısını yöneten bölümü sorunlu
ama tedavisi varmış. Gerçi yazar Amerikalı ve oradan bahsediyor. Ülkemizde devlet okullarında hiç duymadım. Acilen disleksi teşhis ve tedavisine başlanmalı..