Dreda Say Mitchell'in okuduğum ikinci kitap oldu. İlk kitabı olan Boş Oda'yı hiç beğenmemiş, bu kitabı da almayı düşünmemiştim. Ta ki yorumlarına gözüm kapalı güvendiğim can arkadaşım @ndenizhn'in paylaşımını okuyana dek. Hadi dedim bir şans vereyim, okuyayım. İyi ki alıp okumuşum diyorum, iyi ki...
Enteresan olay örgüsü ile merakı baştan sona canlı tutan, gizem ve gerilimin birbirine ilmeklenerek okurla köşe kapmaca oynayan ve bu oyunun sonu nasıl bitecek sorusunu diri tutan kitaplardan. Anlatımın bazen de melankolik bir ruh haline de büründüğünü belirteyim. Ayrıca kitabın kapağı sizi yanıltmasın çünkü gotik türünde yazılmış bir kitap değil. Psikolojik gerilim desek daha doğru.
Gömülü sırlar, gerçeğin peşinde koşmakla sonuçlanan karanlık bir geçmiş ve kişiyi sonsuza dek yakıp kavuracak itiraflar.
Çok iyilerini okuduk elbette. Ama vakit ayırmaya değer. Ufak tefek mantık hataları olsa da, en başından itibaren kendinizi olayların akışına kaptıracak kadar akıcıydı. Kitap bana yeterki keyif versin, gerisi önemli değil diyorsanız okumalısınız.