Eleuterio Fernández Huidobro Uruguaylı bir politikacı, gazeteci ve yazardı. Halk arasında "El Ñato" olarak biliniyordu. Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin eski bir üyesi, on iki yıl boyunca askeri diktatörlük sırasında hapse girdi. 2011'den ölümüne kadar Savunma Bakanıydı.
her bireye kendi yıkımları ve dünyanın geri kalanının yıkımı arasında seçme hakkı tanınsaydı , çok geniş bir çoğunluğu geri kalanının yıkımını tercih ederdi ..
“Önce tutuklular arasında kutsal olan bir kurala uyduk:
… her şeyi yukarıya, hapishanede kalanlara, adli tutuklulara göndermek üzere büyük paketler yaptık.”
“Uzak, aydınlık bir Nisan gecesiydi. Kan ve ateşten bir gün. Bir çok yoldaş düşmüştü ve zalimler düşenlerin bedenlerini ailelere geç, çok geç teslim ettiler. Silahlı Kuvvetler tam kendi tarzında davrandı, yaslı ailelere kendi çocuklarının değil başkalarının çocuklarının bedenlerini dağıtmak, zalimce bir alay olacaktı. Anneler ev ev dolaşıyordu bu hüzünlü dolaşmalar sırasında iki anne bir kucaklaşmada buluştu. Orada birinin diğerine gözyaşları içinde şöyle dediğini duydum: ‘Benim oğlumun sizin evinizde, sizin oğlunuzun da benim evimde olmasının ne önemi var. Hayır bu önemli değil, onların hepsi BİZİM ÇOCUKLARIMIZ.’”
bu kitapla ilgili inceleme yapmak, üzerine bir şeyler yazmak çok zor. kurgu yok, masal yok, hikaye yok. gerçek var yaşanmışlık var, bağlanmışlık ve duvardaki bir sarmaşık gibi yaşama tutunmuşluk var. uruguayın diktatörlük döneminde başkaldıran bir grup gençten üçünün (aslında ikisinin dilinden) zindan anıları bu kitap. yani nasıl anlatılır ki, duvarlara vurarak satranç oynamayı öğrenmeleri, yeni bir dil geliştirmeleri, konuşmalarının yasaklanması, subayların askerlerin doktorlarının bile onlarla konuşmasının yasaklanması. koskoca 12 senelik tecrit, koskoca 12 senelik işkence nasıl anlatılır, incelenir ki. açıkçası okumanızı da çok önermiyorum. gerçekten çok üzücü. neyseki mutlu son ama ömürden eksilen koskoca 12 sene