E. Semih Yalçın

E. Semih YalçınTürkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
21 Kişi
79
Okunma
7
Beğeni
2.105
Görüntülenme

E. Semih Yalçın Sözleri ve Alıntıları

E. Semih Yalçın sözleri ve alıntılarını, E. Semih Yalçın kitap alıntılarını, E. Semih Yalçın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fettahoğulları sülalesinin kökleri Göktürk Devletinin kurucuları olan Aşina soyuna kadar uzanmaktadır. Türkiye’deki sülale küfeden gelip Anadolu’ya dağıldı
Reklam
Tarihin, ne kadar saygıdeğer olursa olsun bir ideolojiyi desteklemek üzere kullanılabilecek bir vasıta mı olması veya bağımsız bir bilim dalı olarak kendi başına bir değer mi ifade etmesi gerektiği konusunda farklı uygulamalar yaşanmıştır. Hâlbuki tarih, bireye önceden tasarlanmış dünya görüşlerini pekiştirmekten ziyade bilgelik kazandırır.
Samsuna çıkmadan önce
Cevap Paşa, “ Bir şey mi yapacaksın Kemal?” diye sordu. Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği yanıt çok net ve birçok şeyi özletler mahiyetteydi. “Evet bir şey yapacağım”.
Sayfa 200
İzmir'in işgali günü yaşanan feci olaylar sebebiyle belgelerde ve hatıralarda İzmir'in işgali yunan mezalimi ile birlikte anılmıştır. Tabii ki işgal günü yaşanan mezalim sadece öldürme ve yaralamalardan ibaret değildir. İzmir'in yunanlar tarafından işgali denildiği zaman, kadın ve kızlara tecavüz, yağma, yakma, tahrip, gasp, hakaret vb. akla gelmedik zulümler hatırlanmaktadır. Bu olaylardan tespit edilebilenler bile yunan işgalinin insanlık dışı bir uygulama ile gerçekleştirildiğini göstermektedir.* İzmir'in yunanlar tarafından işgal edilmesinin Milli Mücadele'nin başlaması noktasında önemli bir yeri vardır. yunanların işgalleri sırasındaki icraatları İtilaf Devletleri temsilcilerine iletilmiş ise de bu konuda İtilaf Devletleri'nin kayıtsız kaldıkları, hatta Türkleri itham eder bir siyasi tavır takındıkları görülecektir. Bu kayıtsızlık, Türk milletinin kendi hukukunu, silahli bir mücadele ile bizatihi kendisinin gerçekleştirilebileceği kanaatinin oluşmasını sağlamıştır. Bu gerçeği çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'dan yayımladığı bildiride yunan işgalinin protesto edilmesi yönündeki istekleri de bu kanaatin bir an önce oluşması amacına yöneliktir. Sayfa 139-140 *İzmir'in işgali ve işgal sırasında yaşanan olaylarla ilgili olarak geniş bilgi için bkz. (TURAN, yunan mezalimi..., s.73 vd).
Sayfa 140 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
Reklam
Doğum günü kutlamalarını gelenekselleştiren padişah!
.... Ayrıca müsadere kaldırılmış*(1), halk arasında din bakımından bir fark gözetilmediği ifade edilmiştir*(2). Yine bu dönemde ilk defa nüfus sayımı yapılmıştır.*(3) ..... Bu dönemde setre pantolon, mecburi kıyafet olarak kabul edildikten sonra kavuk kaldırılarak memurlar için fes kabul edilmiştir. II.Mahmut, devlet dairelerine resmini astırmış; Avrupa hükümdarlarının yaptığı gibi doğum yıl dönümünü kutlamayı gelenekselleştirmiştir. Biraz bilgelendirme yapalım.. *(1)Müsaderenin kaldırılmasını; II.Mahmut "Bundan söyle saltanatın millet için bir dehşet, bir korku kaynağı değil fakat bir destek olmasını istiyorum. Bunun için kişinin malına devletçe el konulması geleneğini kaldırıyorum." diyerek açıklamıştır. Bk.(KARAL, Osmanlı Tarihi, Cilt 5, s.152) *(2)II.Mahmut, "Tebaamdan Müslümanları ancak camide, Hristiyanları kilisede, Yahudileri de havrada tanımak isterim" demiştir. Bk.(KARAL, Osmanlı Tarihi, Cilt 5, s.152) *(3)Anadolu ve Rumeli'de yapılan nüfus sayımı din esasına göre yapılmış olup, İslam ve Hristiyan erkeklerin sayısı tespit edilebilmiştir. Anadolu ve Rumeli'de toplam 4 milyon civarında erkek nüfusun varlığı tespit edilmiş olduğuna göre ülkenin toplam nüfusunun 20 milyona yakın olduğu anlaşılmaktadır. Kısaca bu zamanda yapılan ilk nüfus sayımı askeri amaçla yapılmış sadece erkekler bir de büyük baş hayvanlardan öküzler için yapılmış bunun amacı ise vergi.
Sayfa 47 - Berikan yayınları,1.Basım,2008
Sadrazam ve Padişah nazarında Mustafa Kemal Paşa’ya verilen yetki, sadece Samsun bölgesindeki asayişsizliği gidermek amacıyladır. Dolayısıyla ne Sadrazam ne de Padişah Mustafa Kemal Paşa’nın ne amaçla bu görevi kabul ettiğini ve Anadolu’ya geçtiğini bilmiyorlardı.
Sayfa 201
Reklam
Kuklalar hükümeti tarafından imzalanan Sevr Antlaşması.
Bernard Lewis, Sevr Antlaşması hakkında şunları söylemektedir: "Sevr Antlaşması pek insafsızdı ve Türkiye'yi en zengin illerini ilhak eden devletlerin ve ulusların insafına dayanarak yaşayabilecek, çaresiz, kötürüm ve gölge bir devlet halinde bırakacaktı. Yenilmiş Almanya'ya empoze edilenden çok daha ağırdı ve Türkiye'de bir ulusal yas günüyle karşılandı." Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi Sevr Antlaşması, barış antlaşması değil bir savaş antlaşmasıydı. Yakın tarihte bir millete ceza olarak kabul ettirilen en sert barış antlaşmalarından biriydi ve ülkenin savaş ganimeti olarak kasten ve oldukça cüretli bir biçimde bölüşülmesine yol açıyordu.
Sayfa 282 - Berikan yayınevi
Mustafa Kemal Paşa'nın "Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak, yerlerine milletin en yüksek medeni icaplara göre ilerlemesini temin edecek yeni müesseseleri" koymak şeklinde tanımladığı Türk İnkılabı'nda esas amaç, milli modern bir devlet haline gelmek olarak tespit edilmiştir. Türk İnkılabı'nda, batılı anlamda milli bir toplum yaratmada, nazari de olsa, millilik ile medeniliğin bir bütünü olarak ortaya çıktığı ve birbirine bağlı bir iki kavram olduğu görülür. Saltanatın kaldırılması kararı, Milli Mücadele tarihimizde önemli bir olay sayılmakla birlikte, ondan da öte Türk hakimiyet anlayışı köklü bir değişikliğe uğratılmış, milleti bizzat ve bilfiil egemenliğin kaynağı haline getiren anlayışa doğru adım atılmıştır.
Sayfa 325 - Berikan yayınevi
Hür ve bağımsız yaşamak isteyen Türk milleti artık liderini bulmuştur.
Milli Mücadele'de sloganlaşmış şu ifadeler ilk Samsun'da ifade edilmiştir: "İzmir'i işgalden kurtarmak gerekir", "Manda ve himaye kabul edilemez", "Türklük duygusu ön plandadır", "Milli egemenlik ilkesi gözetilmelidir". Mustafa Kemal Paşa'nın amacı tekdir. Bu amaç "kendi milli sınırları içinde bir Türk Cumhuriyetidir."
Sayfa 183 - Berikan Yayınları
Bu eser dünya görüşünü pekiştirmekten ziyade bilgelik kazandırır.
Maraş Cephesi
27 Kasım 1919 günü işgal kuvvetleri komutanı Yüzbaşı Andre'nin emriyle kale burcundaki Türk bayrağının indirilmesi karşısında tırmanan olaylar, Fransızların Maraşı'ı terk etmelerine kadar aralıklarla devam etmiştir. Daha sonra meydana gelen gelişmeler sonrasında "Bayraksız namaz kılınmaz" diyen Ulu Cami imamı Rıdvan Hoca'nın desteği üzerine, ayaklanan Maraşlılar kaleye tekrar Türk bayrağını çekmeyi başarmışlardır.
Sayfa 251 - Berikan yayınevi
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.