E. Semih Yalçın sözleri ve alıntılarını, E. Semih Yalçın kitap alıntılarını, E. Semih Yalçın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şark Meselesi
17. yy sonlarından itibaren başlayan çözülmeye paralel olarak Osmanlı Devleti'nin parçalanması ve paylaşılması yönündeki çalışmalar, Rus Çarı Deli Petro ve Avusturya İmparatoru I. Joseph zamanlarında başlamış ve 1920 Sevr(Sevres) Metni'nin imzalanmasına kadar devam etmiştir. Rusya ve Avusturya'nın başlattıkları çalışmalara daha sonra İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya gibi devletler de katılmışlardır. Batılı devletlerin Osmanlı Devleti'ni parçalama ve paylaşma amaçlarını gerçekleştirmek niyetleri, 1815'te toplanan Viyana Kongresi'nde "Şark Meselesi" tabiriyle açığa çıkmıştır. Bu tabir, çoğu zaman belli bir kronoloji veya zaman dilimi söz konusu edilmeksizin Türklerle Batılı devletlerin mücadelesinde Batılı devletlerin(çoğu zaman gizli) niyetlerinin adı olmuştur.*
......
Başka bir deyişle Şark Meselesi, Batılı devletlerin Türkler üzerindeki düşünce, emel ve faaliyetlerinin sistematik bir ifadesi olmuştur.
*Yuluğ Tekin Kurat, Osmanlı İmparatorluğu'nun Paylaşılması, Ankara 1976, s.7.
1774 yılında İngiltere'ye karşı başlayan ayaklanma sonunda bağımsızlığını kazanan ABD, zengin tarım alanları, çok büyük miktarlarda ham madde ve bu kaynakları geliştirecek çağdaş teknoloji ve önemli dış tehlikelerin bulunmayışı sebebiyle hızla büyümüştür, Ham petrol üretimi 1865'te 3,000.000 varilken 1898'te 55.000.000 varile, külçe ve dökme çelik üretimi 20.000 long tondan 9.000.000 long tona ulaşmıştı. 1914 yılında 37 milyar dolarlık milli gelir toplamı ile birinci sırada yer alması (Almanya'nın milli gelir toplamı 12 milyar, İngiltere'nin 11 milyar dolar) Amerika'nın baş döndürücü gelişmesini göstermektedir.*
*KENNEDY, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, s. 282-284
Türkçülüğe dair fikirlerin tartışılması sonunda milli tarih, milli vatan ve milli kültür kavramları, Türk aydınları ve Türk halkı tarafından yaşanan dramatik olayların da etkisiyle kabul görecek ve milli bir hassasiyetin canlanması söz konusu olacaktır. Türkçülük hareketi her ne kadar devletin dağılmasını önleyemeyecek ise de Türk milliyetçilerinin inançlı ve kararlı mücadeleleri sonunda yıkılan bir devletten yeni bir Türk devleti hayat bulacaktır.
Gerek Türkçülük gerekse çoğu zaman onunla birlikte zikredilen Turancılıktan bahsedilirken, bu fikirleri ilmi temeller üzerine kurmaya çalışan Ziya Gökalp'in görüşlerinin önemli olduğunu belirtmemiz gerekir. Dünyadaki Türkler'in bir bayrak altına birleştirilmesi amacının karşılığı olarak kullanılan Turancılık, Gökalp'e göre Türklerin ideal vatanıdır. Türklerin oturduğu, Türkçe'nin konuşulduğu ülkelerin toplamıdır. Ziya Gökalp bu görüşünü şu mısralarla ifade etmiştir:
"Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan
Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir Turan"
İngiliz Yüksek Komiserlerinden Sir John de Robeck'in siyasi yardımcısı olan Henry Luke de, Vahdettin için " Mustafa Kemal ve arkadaşlarından daha az gerçek vatansever değildir" demiştir.
Fevzi Çakmak Paşa, Harbiye Nazırı iken, Türk İstiklal Savaşı'nın başlangıcında, Mustafa Kemal Paşa'ya sağladığı büyük destek ve yardımla, adeta İstanbul'da mukavemet hareketinin başı olmuştu.
Mustafa Kemal Paşa, muhtemelen Şubat 1908 tarihinde Hakkı l Baha) Pars'ın evinde, Kur'an ve tabanca üzerine yemin ederek İttihat ve Terakki cemiyetine girmiştir.