Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellam

Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellamİman yazarı
Yazar
10.0/10
6 Kişi
14
Okunma
2
Beğeni
574
Görüntülenme

Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellam Sözleri ve Alıntıları

Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellam sözleri ve alıntılarını, Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellam kitap alıntılarını, Ebu Ubeyd el- Kasım b. Sellam en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ömer bin Tarık el-Mısri bize Abdullah bin Lühey'a ve Hars bin Yezid el-Hadrami'den şöyle nakletti: Hars bin Yezid dedi ki: - İbnl Huceyretü'ş-Şeyh'in şöyle dediğini işittim: Bana Ebu Zerr'in şöyle dediğini işiten nakletti: - Bir gece yahud sabaha kadar bir gece boyunca Rasulüllah (sav)'a arzedip durdum. Dedim ki; ey Allah'ın Rasulü, beni emir tayin etmez misin? O şöyle buyurdu: Şüphesiz emirlik bir emanettir. Emirlik, onu haklı olarak üzerine alan ve gereği olan vazifeleri yerine getirenler hariç, kıyamet gününde hasret ve pişmanlık olacaktır.(3) ****************************************** (3)- İslamda emirlik istemek ve bu hususta haris olmak neyhedllıniştir. Sahih hadis kitaplarında bu konuda, hadisler mevcuttur. Peygamberden nakledilen şu hadisi burada zikretmek yararlı olacaktır: «...Ebu Musa'l Eşari (r.a) şöyle dedi: Ben bir kere beraberimde amca oğullarımdan iki kişi ile birlikte Peygamber'in huzuruna girdim. Bu iki kişiden birisi: - Ey Allah'ın Rasulü! Aziz ve Celil olan Allah'ın seni tevllye ettiği vazifelerden biri üzerine bıeni memur tayin et, dedi. Öbürüsü de bunun gibi bir memuriyet istedi. Bunun üzerine Resulullah (sav): - Vallahi biz emirlik isteyen bir kimseyi ve imarette haris olan bir şahsı bu işler üzerine memur tayin etmeyiz, buyurdu. Hadisten anlaşılacağı üzere İslamda başkanlık, isteyene verilmez. Zira kendisinde başkanlık hırsı bulunanlar, bu tutkudan dolayı ehil sayılmamaktadırlar. Bu sebepledir ki Rasulullah (sav), Ebu Zerr'e bu mesuliyeti tevdi etmemiştir. (Çev.)
Sayfa 22 - Düşünce Yayınları
Reklam
Yezid Bin Harun bize Muhammed Bin İshak Nafi ve İbni Ömer'den şöyle anlattı: İbni Ömer dedi ki: — Rasulüllah (sav) yerinden kalktığı zaman bir kimsenin yerine başka bir kimsenin oturmasını nehiy buyurdu. Ve şöyle dedi: Kim ki, (oturduğu yerden ayrıldıktan sonra tekrar) dönerse, o yere oturmaya daha haklıdır. (23) Dipnot : (23) Allahu alem bundan maksad şudur: Şayet yerinden ayrılan kimse dönmek üzere ayrılmışsa, o takdirde yerinde oturmak doğru olmaz. Ancak dönmemek üzere ayrılanın oturmuş olduğu yerde oturmak uygun olsa gerektir.
Sayfa 114
Süleyman (a.s.) şöyle dedi; "Hayata baktım, ölüme baktım. benim gireceğim toprakla beyinsiz bir ahmağın toprağı aynı olacak. Ona yalnızca amellerimle üstün geleceğim. Şu halde yediğim ve içtiğim şeyler bana nasıl tat verebilir?"
Yahya bin Said, bize; Ubeydullah Nafi ve İbni Ömer'den naklen Peygamber (sav)'den şöyle rivôyet etti: Peygamber (sav) şöyle buyurdu: — Bir kimse diğer bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp onun yerine oturmasın. Fakat yer açınız, genişleyiniz. (24) Dipnot : (24) Hadisi Müslim de rivayet etmiştir.
Sayfa 114 - Düşünce Yayınları
İsmail dedi: Ebu Amr eş-Şeyban! şöyle dedi: Mihran vak'ası sene başında, Kadisiyye savaşı ise sene sonunda vuku bulmuştu. Ebu Ubeyd dedi: İsmail dedi ki: Kays Bin Ebi Hazim şölye dedi: - Rüstem, kadisiyye savaşında onsekiz fil getirmiş idi. Sad Bin Ebi Vakkas ayağındaki bir yaradan dolayı savaşa çıkmamış idi. Buna rağmen müşrikleri hezimete uğrattık.
Sayfa 110
Reklam
Ebu Ubeyd bize şöyle anlattı: — Ensâri ve Ebu'n-Nadr bize İkrime'den şöyle naklettiler. İkrime dedi ki: — İyas Bin Seleme bize babası Seleme Bin Ekva'dan şöyle dediğini rivôyet etti: — Rasûlullah (sav) Ebu Bekir (r.a)'i Beni Fezare üzerine gönderdi. Ben de Ebu Bekir'le birlikte çıkmış idim. Bir ara bir gurub insanı gördüm. İçlerinde çocuk ve kadınlar da vardı. Bu topluluk içerisinde Beni Fezare'den bir kadın vardı ki, bu kadının üzerinde deriden bir kürk vardı ve beraberinde arapların en güzeli nevinden bir kızı vardı. Kafileyi sürüp Ebu Bekir (r.a)'e getirdim. Ebu Şekir (r.a) kadının kızını bana hususi ganimet olarak verdi. Ben o kızın elbisesini açmamış olarak Medine'ye kadar geldim. Rasulüllah (sav) çarşıda bana rasgeldi ve: — Ey Seleme! Kadını bana hibe et, buyurdu ben de: — Ey Allah'ın Resulü! O kızın güzelliği beni hayran ettiği halde, ben onun hiç bir elbisesini açmadım, dedim. Peygamber (sav) tekrar bana: — Seni meydana getiren babaya aşk olsun, kadını bana hibe et. buyurunca ben: — Ey Allah'ın Elçisi! Onu sana hibe ettim, dedim. Ravi dedi: Müteakiben Rasulüllah (sav) kadını Mekke'lilere göndererek ona mukabil müşriklerin elinde esir bulunan bir grup müslüman esiri kurtardı.
Sayfa 150 - Düşünce Yayınları
Davud (a.s.) gece çökünce Rabbine şöyle dua ederdi; " Allah'ım! gözler uyudu, yıldızlar battı. Sen Hayy ve Kayyum olansın. Benim günahlarımı bağışla."
İMAN ARTAR VE EKSİLİR Muâz b. Cebel (Allah ondan razı olsun,) bir adama "Yanımıza otur da biraz iman edelim" dedi. Bununla "Allah'ı zikredelim" demek istedi. Süfyân, Evzâî ve Mâlik b. Enes de bu görüşü tercih etmiştir. Bu kimseler iyi amellerin tamamının İslâm'da artışa sebep olacağı görüşündedirler. Çünkü onlara göre iyi amellerin tamamı İslam'dandır.
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurmuştur: "Kişi zinâ ettiği zaman mümin olduğu hâlde zinâ etmez. Yine kişi hırsızlık yaptığı zaman mümin olduğu hâlde hırsızlık yapmaz."
Reklam
İMAN ARTAR VE EKSİLİR "İmanlarına iman katmaları için..." (Fetih, 4)
Allah sana rahmet etsin. Bil ki, ilim ve din ehli imanın artıp azalması hakkında iki fırkaya ayrılmıştır. Bu fırkalardan biri "İman kalplerle Allah'ı birlemekle, dillerle şehâdette bulunmakla ve âzâlarla amel etmekle olur" demiştir. Diğeri ise şunu söylemiştir: "Hayır. İman ancak kalpler ve diller iledir. Amellere gelince,
İMAN ARTAR VE EKSİLİR "Ki kendilerine kitap verilenler iyice bilsin ve iman edenlerin imanı artsın..." (Müddessir, 31)
Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bizi aldatan bizden değildir."
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “"Komşusunun kendisinin kötülüklerinden güvende olmadığı kimse mümin değildir."
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.