"Vurulduğunda tam şuradaydı,
Gördük
Tam buramıza düştü çocuk
Yeminden ağır
Melekten hafif
Çocuk ölmedi diyemezsin
Tabutu kalbimizle tarttık,
Kurşundan ağırdı
Bir ekmekten hafif..
bir taş bir taşa aşık olsa ne derdi?.. kelebeğin kederi nasıl bir şeydi?.. albino bir tavus kuşu konuşsa ne söylerdi?.. bir denizkestanesi kimseye sarılamamanın tarihini nasıl bildirirdi?.. gücünü kullanmak istemeyen bir boğa nereye kaçabilirdi?.. zakkum ağacı hep zehirli olmanın lanetini dese dese nasıl derdi?.. ben bunlara verdim kendimi..
İnsanın her zaman da takati olmaz ki tam randımanla yaşamaya..
Öyle her daim hazır asker tarzında yaşayanlar da vardır mutlaka, ama insan her zaman da dahil olamaz ki hayata.
“Bugün beni saymayın” demek istemez mi insan bazen bütün dünyaya? Ruhunu uyutmak. Dükkanı kapatıp, kapıya “Gittim gelicem” yazısı asmak… Öyle işte. Bazen kendinden bile gitmek ister insan, kendi olma halinden bile izin almak. Bir süreliğine hiç kimse olmak. 😕
Bazı insanlar gelince, bazı insanlar da gidince güzel. Kimse hayatınızdan gitmesin diye uğraşmayın. Çünkü nasıl gitmek isteyen bir bahane buluyorsa, yanınızda olmak isteyen de bunun bir yolunu bulacaktır elbet.
"Delirmemek için, birbirimize deli olanın biz olmadığımızı sürekli hatırlatmak ve akilli olmanın bu zamanin cezası oldugunu unutturacak kadar birbirimizi sevmemiz gerek."
“Her sabah kalktığımızda penceremizi açıp;
Günaydın doğa ve merhabainsanlar! diyebilmek çok güzel "
"Bana bir manivela getirin, dünyayı? yerinden oynatayım.” demiş
Arşimet ;
Yüreğinin gözü körleşmemiş, beyinlerinin dimağı alıklaşmamış ve akılları doğaya kapanmamışlar sizede günaydınnnnn🌿...
Az zamanda her zamanı
"Cüret ediniz, çünkü düşünmeye, söylemeye, yaratmaya, sevmeye, yaşamaya da cüret edilir. Kimse gibi olmamaya cüret edilir. Ancak böyle genişlenir hayatın sınırı, sınır diye bize gösterdikleri o çizgi." /