Fransız diplomat Edouard Philippe Engelhardt yirmi seneden fazla bir süre Osmanlı Devleti'nde memur olarak bulunduktan sonra, Sultan II. Mahmut'un saltanatının ilk dönemlerinden, 1882 yılına kadar tarihimizin önemli bir dönemi olan ve araştırmalara en fazla konu olmuş Tanzimat Dönemi hakkında incelemeler yapmış, vesikalar toplamıştır.
Sultan Mahmut'un uğradığı talihsizliğe pek az hükümdarın uğradığını, otuz sene süren saltanatı birçok felaketler, hezimetlerle dolu olmasaydı Sultan Mahmut'un icraatlarının pek de o kadar semeresiz kalmayacağını itiraf etmek hakbilirliğin bir gereğidir.
Williams şöyle diyor: " Başka yerde sürekli ayaklanmalara yol açacak acıları bu Asya insanlarının öyle sabırla tahammül edişlerine hayran olmamak mümkün değil. Askerlere verilen yiyecekler çok yetersiz... En ilkel sağlık kurallarına bile uyulmuyor; ateşli hastalıklar ve tifüs kırıp geçiyor. Asker günübirliğine yaşıyor. Subaylar hizmetleri disiplini ve eğitimi çok ihmal ediyorlar."
Türk askerlerine gelince yiğit, kanaatkâr ve sabırlı olduğunu bilmeyen var mı? Onları Silistre, Sivastapol ve Kars'ta görmüş bulunan Fransız ve İngiliz generali, Montecuculli'nin bu yargısına oy birliği ile katılmışlardır.
"Kurt kocayınca itlerin maskarası olurmuş" sözü tam da Osmanlı Devletinin çöküş dönemi için çok uygun düşüyor. Bu kitabın yazarı ne kadar tarafsız olduğunu ifade etse de Boşnakların Müslüman olmalarını Osmanlıların zorlamaları ve baskıları sonucu olarak göstermesi, İslam dininin ve kutsal kitabı Kuranın terakkiyi ve bilimsel gelişmeye engel olduğunu ifade etmesi, Avrupa'yı özellikle Fransa'yı hiç eleştirmemesi ve barbarca emperyalist uygulamalarına hiç değinmemesi tarafsız olmadığının somut delilleri.
Kitapta elbette doğru tespitler ve bilgiler yok değil. Tarihi sevmem dolayısıyla sonuna kadar okudum. Aksi taktirde okumayı yarıda bırakabilirdim. Tarih meraklılarının okumasında elbette az da olsa yarar var.
Tanzimat ve TürkiyeEdouard-Philippe Engelhardt · Kaktüs Yayınları · 199910 okunma