En Beğenilen Edward Lucas White kitaplarını, en beğenilen Edward Lucas White sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Edward Lucas White yazarlarını, en beğenilen Edward Lucas White yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Korku her köşede bekliyor. Onu hep yakınımızda taşıyoruz."
Arka kapak yazısında böyle tanıtılan ve bize bir şeyler vadeden kitap, kısa kısa bir çok hikayede oluşuyor. Okuması çok kolay olan, çok akıcı bir kitap.
Ancak aynı şey hikayelerin içeriği için geçerli değil. Gerilim, korku okumayı beklerken ortaya daha çok gotik, fantastik arasında hikayeler ortaya çıkmış. Yazar, hikaye sonlarında bir gerilim yaratmak istese de bence istediğini ortaya koyamamış.
Bir Kutu Kitap'ın mart ayı kutusunda yer alan kitap farklı tasarımı ve pek bilinmeyen bir yayın evinden olması ile ilgimi çekmişti. Kitabı ne kadar beğenmesem de, bu tarz hikayeler okumayı seven biri yine de şans vermek isteyebilir. .
Ülkemizde çok tanınmayan ama Amerikan edebiyatında Edgar Allan Poe ve H. P. Lovecraft’ın mirasçılarından olan Edward Lucas White ile selamlıyorum sizi.
Bu kitabı bir atasözüyle ifade etseydim, kesinlikle “Korku dağları bekler,” derdim.
Korkunun ne menem ne amansız bir düşman olduğunun altını dokuz öyküsüyle çizen yazar nerede ve nasıl karşınıza çıkacağı belli olmayan korku ile kişinin gerçeklikle bağının nasıl kırılabileceğini de fantastik, gotik, grotesk ve doğa üstü ögelerle tamamladığı öykülerle okuruna sunmuş.
Afrika’nın en ıssız bir bölgesinde büyü yapan bir yerel büyücü (cadı) doktorun gazabına maruz kalsaydınız mesela ve vücudunuz sizi inleten yaralarla kaplansaydı?
Ve bu yaraların aslında bir tür homunculus olduğu ortaya çıksa ve vücudunuzu başka canlıların işgaline açan bir hastalığa neden olduğunu öğrenseydiniz, ne yapardınız?
Çocuğunuz kaybolsa peki?
Onu bulmak için mucize gördüğünüz her şeye sarılmaz mıydınız?
Şahsi iradesiyle şahsi iradesinden vazgeçen yazarın bu ve bunun gibi enteresan öykülerini okumak isterseniz farklı bir okuma deneyimi olacak bu kitabı listenize ekleyebilirsiniz.
İki arada bir derede bırakan bir kitap: İçinde yer alan 13 öyküden sadece ikisi, yani 300 sayfanın 60'ını teşkil eden bölüm kayda değer ölçüde etkili. Ancak bu etki öyle yabana atılır cinsten değil: Her ikisi de birer arzu nesnesine sahip - Animula ve Clarimonda- biri su damlasının içinde, diğeri ise uğursuz karşı apartman dairesinde yaşıyor. Bir çılgın bilim adamı ve bir aşk kurbanı genci odağına alan bu öyküler, son derece akıcı ve merak uyandırıcı biçimde ilerliyor. Gerilim duygusunu ikinci yarısında nispeten kaybeden "Elmas Lens"e karşılık, günlükler şeklinde ilerleyen "Örümcek" giderek büyüyen dehşeti ve tekinsiz atmosferi iliklerinize kadar hissettirerek isminin hakkını veriyor. Bu iki öykü kitapta 4. ve 10. sırada yer alıyor.
Daha kısa yahut daha dengeli bir antoloji içinde yer alsalar gözü kapalı tavsiye edeceğim öyküler, şu halde 300 sayfalık bir kitabı muhafaza etmeye yeterli olur mu, işte günün sorusu.