Iydü’l-Fıtr'da tatlı yemek Hazret-i Peygamber’in tavsiyesi olduğu için, Türkler bu bayrama Şeker Bayramı demiştir.
Bayramlar sevinç günleridir. Dinin, eğlenmeyi, neşelenmeyi, güzel giyinmeyi, güzel şeyler yemeyi tavsiye istediği günlerdir.
Ramazan ayı gibi, bayram da hilalin rüyeti ve usulüne göre ilanıyla başlardı. Rüyet, Bayezid Kulesi’nden yapılır; ayrıca Çamlıca Tepesi, Bursa’da Keşiş Dağı ve Kayseri’de Erciyes Dağı’nda râsıtlar hilali gözlerdi. Hilal görülürse, bayram ilan edilir; görülmezse ay otuza tamamlanıp ertesi gün bayram yapılırdı.
Osmanlılarda bayram arefesinde top atışı yapılır; bayramın son gününde de yine top atışıyla bayramın bittiği ilan olunur. Ramazan geceleri gibi bayramda da davulcular gezer. Hem bahşiş toplar, hem ortalığı şenlendirir. Mehteran, muayyen saat ve mekânlarda nevbet vururdu. Yeniçeri Ocağının ve ezcümle Mehteran’ın lağvından sonra Mızıka-ı Hümayun konserler verirdi.
Eskiden Türkler de ölülerini mumyalarlardı. Ancak, zannedilenin aksine, ölünün iç uzuvları çıkartılmazdı. Bir takım usullerle kurutulan cesed, asırlar boyu bozulmadan kalırdı.
¤
Sual
Selâm verene sadece “ve aleyküm selâm” mı demelidir, yoksa “ve aleyküm selâm ve rahmetullah” mı demelidir?
Cevap
Esselâmü aleyküm diye selâm verene, “ve aleyküm selâm ve rahmetullah” demek iyi olur. “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” diye selâm verene, “ve aleykümüsselâmü ve rahmetullahi ve berekâtühü” denir.” Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü” diyene aynen cevap verilir. Bir şey ziyâde edilmesi uygun değildir. Çünki İbni Abbas, birine selâm verirken, Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü ve mağfiretühü şeklinde söylendiğini gördü. O kişiyi böyle söylemekten men’ etti. “Meleklerin durduğu yerde siz de durunuz.” Yani ve berekâtühüden sonra bir şey ziyâde etmeyiniz. “Her şeyin bir sonu vardır. Selâmın sonu da berekâtühü’dür” dedi. (Tergibü’s-Salât, Namazın Sünnetleri faslı)