Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

El-Begavi

10.0/10
1 Kişi
6
Okunma
4
Beğeni
306
Görüntülenme

Hakkında

Çocukluğu ve gençlik yılları ile ilgili olarak aydınlatıcı bilgiler mevcut değildir. Doğduğu yer olarak da; Herat ile Merverrüz arasında bulunan Bağşür (Bağ) kasabası gösterilmektedir. Zaten bu kasabaya izafeten Bağavî lâkabını almıştır. Ferra lâkabı ise direk kendisi ile alâkalı olmayıp, kürkçülük yapan babasının bu mesleğinden ötürü İbnü'l-Ferra olarak anılmıştır. Eğitimi ile ilgili olarak, Merverrüz'e gittiği bilinmektedir. Burada, Şafiî fıkıhçılarından kadı Hüseyin bin Muhammed el-Merverrüzî'den ders almaya başladı. Hocası hadis ve fıkıh derslerini kendisine verdi. Bu hocasından aldığı derslerin yanı sıra, Horasan bölgesini dolaşarak muhtelif hocalardan dersler aldı. Ebü'l-Hasan Ali el-Cüveyni, Ebu Ömer Abdülvahid el-Melihî, Ebu Bekir Yakub es-Sayrafî'nin de aralarında bulunduğu kişiler ona hocalık yaptı. Begavî, Horasan bölgesini dolaşıp muhtelif hocalardan ders aldıktan sonra memleketi olan Merverrüz'e dönerek buraya yerleşti. Hocası kadı Hüseyin'in vefatından sonra görevi devraldı. Hocası gibi talebe yetiştirmeye devam etti. Arta kalan zamanlarda ise eser yazmaya başladı. Aralarında ünlenip isim yapan bazı şahsiyetlere hocalık yaptı. Ebu Mansur Muhammed el-Attarî, Ebü'l-Mekarim Fazlullah Nügarî, Ebü'l-Feth Muhammed Hemedanî bunlardan bazılarıdır. Risâle-i Nur'da ismi "İmam-ı Bagavî" olarak zikredilmiştir. Ayrıca, Peygamber Efendimizin (asm) bir mucizesi, ismi anılarak tashihinden geçtiği şekliyle nakledilmiştir. Peygamber Efendimizin mucize gösterdiği hadise şöyle rivayet edilmiştir: "Aliyyi'bni'l-Hakem'in, gazve-i Hendek'te, küffârın darbesiyle ayağı kırıldı. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm meshetti; dakikasında öyle şifa buldu ki, atından inmedi." (Mektubat, 1994, s. 141) Şafii mezhebine bağlı ve bu mezhebin bir fıkıhçısı olarak tanınan Begavî, metot olarak Selefîni takip etti. Hiçbir zaman taassuba yönelmedi. Mensubu bulunduğu mezhebi hakkında eser yazdığı gibi, diğer mezheplerin kaynaklarını da inceledi. Onların görüşlerini gözden geçirdi. Kuvvetli bulduklarını tatbik etmede tereddüt göstermedi. En büyük gayretini, Kur'ân ve Sünnet anlayışı çerçevesinde şekillenen kültürün yerleşmesine sarf etti. Bu konuda insanlar için teşvik edici bir rol üstlendi. Mü’minleri, özellikle bu iki büyük kaynağa daha fazla sarılmaya dâvet etti. İşte bu titizliği ve davranışları sebebiyle, sünneti ihya eden mânâsına gelen, "Muhyissünne" lâkabıyla anılmaya başlandı. Begavî, ilmi kişiliğiyle olduğu gibi, yaşantısı ile de dikkatleri üzerine çekti. Takva sahibi bir kişilik olarak tanındı. Yeme içme konusunda da son derece sade bir hayat yaşadı. Uzun süre sadece ekmek yiyerek hayatını sürdürürken, yetersiz beslenmeden dolayı bedenen zayıfladı. Buna rağmen, ilave olarak sadece zeytin yemeye başladı. Çok dikkatli davrandığı ve üzerinde titizlikle durduğu özel hususiyetlerinden bir tanesi de, abdestsiz talebelerinin karşısına çıkmayıp buna riayet etmesidir. Derse giderken abdestli olmayı bir düstur edinmiştir. Muhyissünne lâkaplı Begavî, bütün çalışmalarını sünnet üzerine teksif edip yoğunlaştırdı. Hadis metinleri üzerinde daha fazla yoğunlaşmak, zaman sarfiyatını önlemek için senetsiz nakil geleneğini başlatan isim oldu. Bu sistemle daha çok halka yönelik çalışmalar sebebiyle yapıldı. Halk için tertip edilip tasnif edilen hadis kitaplarına hadis senetlerinin alınmasına ihtiyaç görülmedi. Sadece, hadislerin sahabe olan nakledicilerin isimlerinin belirtilmesiyle yetinildi. Seksen yıllık bir ömür yaşayan Begavî, bu zaman zarfında, memleketi dışına çok fazla çıkmadı. Ömrü boyunca bölge insanına hizmet etti. 1122 yılında Merverrüz'de vefat etti. Vefatından sonra, büyük değer verdiği ve çok sevdiği hocası Kadı Hüseyin'in yanına defnedildi. Eserleri Begavî, daha çok hadis, fıkıh ve tefsir dallarında eserler yazdı. Hadis dalında önemli ve en çok tanınan eserlerinin başında "Şerhü's-sünne" adlı eseri gelmektedir. Hadis âlimlerinin eserlerinden derlediği hadisleri önce konularına göre sıralamıştır. Hadis âlimleri arasında ihtilâf konusu olan fikrî problemlerle ilgili olarak şerhler düşmüştür. Kendisine, "Muhyissünne" lâkabının verilmesinde bu eserin önemli bir katkısı olmuştur. Begavî'nin güvenilir hadis kaynaklarından istifade ederek derlediği hadisleri, "Mesabihü's-sünne" adlı eserinde toplamıştır. Kaynaklardan aldığı hadislerin senetlerini çıkardıktan sonra eserine kaydetmiştir. Eserde, dört binden fazla hadis kaydedilmiştir. Bu eseri de İslâm dünyasında büyük bir ilgi görmüş ve eser için çok sayıda şerh yazılmıştır. Hadis dalında; El-envar fi şema'ili'n-nebiyyi'l-muhtar, el-Cami' beyne's-Sahihayn, Şerhü Cami'i'it-Tirmizi yazdığı diğer eserleridir. Tefsir dalında yazmış olduğu en ünlü eseri ise, "Me'alimü't-tenzîl" adını taşımaktadır. Alim, Kur'ân âyetlerini; hadis, sahabe ve tabiin müfessirlerle bunlardan sonra gelenlerin görüşleriyle açıklamaktadır. Eserin muhtelif baskıları yapılmıştır. Bu alanda yazdığı diğer bir eseri de El-Kifaye fi'l-kıra'a'dır. Fıkıh ilim dalıyla ilgili yazdığı eserlerinden bir tanesi Et-Tehzib'tir. Bu eser Şafiî mezhebinin önemli kaynaklarından bir tanesidir. Müellif bu eserinde hocasının eserinden büyük ölçüde istifade etmiştir. Eserdeki bölümler, âyet ve hadislerle başlamaktadır. Konuyla ilgili âlimlerin görüşlerine yer verdiği gibi, kendi fikirlerini de ilâve etmiştir. Bu alanla ilgili olarak da; El-Kifaye fi'l-fıkh, Fetâvâ, Tercümetü'l-ahkam adlı eserleri yazmıştır. İmam Begavî, eserlerini Arapça ve Farsça dillerinde yazmıştır.
Tam adı:
Ebu Muhammed Muhyissünne el Huseyn b. Mesud b. Muhammed el-Ferrâ el-Beğavî
Unvan:
Muhaddis, Müfessir, Şâfiî Fakihi
Doğum:
İran, 1042
Ölüm:
İran, 1122

Okurlar

4 okur beğendi.
6 okur okudu.
3 okur okuyor.
4 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hep birlikte Allah'ın ipine sarılın:
İbn Abbas buradaki mananın; "Allah'ın dinine sarılın" şeklinde olduğunu belirtir ibn Mesud bununla "cemaat’in kastedildiğini söyler ve şöyle der: "Cemaate sarıl,zira o Allah'ın kendisine tutunmayı emrettiği ipidir. Cemaatte ve itaatte var olup da hoşlanmadığınız şey,ayrılıkta var olup da hoşlanmadığınız şeyden hayırlıdır."
Sayfa 8 - 2.kitapKitabı okuyor
İmam Kurtubî (rahimehullah) der ki; “Müslüman bir baba için en büyük göz aydınlığı, en büyük mutluluk; eşini ve evlatlarını Allah’a itaatkar olarak görmesidir.” (6.cild / s.99)
Sayfa 99 - Karınca Polen Yayınları
Reklam
Âmin;
Bizi affet: Günahlarmizi bağışla ve sil. Magfiret et: Günahlarımızı ört ve bizi rezil etme. Bize rahmet et!: Bizler ancak senin rahmetinle masiyetleri terk eder,sana itaatle amel ederiz. Bizim mevlamiz sensin: Bize yardim eden, bizi koruyansın ve velimizsin. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et! (286)
Sayfa 502 - 1.kitapKitabı okuyor
Hasan'ul Basri (rahimehullah) demiştir: “Sadık arkadaşlarınızı artırın. Muhakkak ki onlar kıyamet günü size şefaatçi olacaklardır.”
Sayfa 473 - 3.Cilt
"Allah'ım,gözümde bir nur,kulağımda bir nur, dilimde bir nur,arkamda bir nur,önümde bir nur kıl; Üzerimde bir nur,altımda bir nur kıl; Allah'ım,bana bir nur ver" diye dua ederek namaza çıkar.” (Buhari)
TAĞUT Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidayete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidayete erdiremez. ⊱• ━━━━━━━━ ⸙ ━━━━━━━━ •⊰ Birçok kavram gibi tağut kavramı da ya
Son anımızı bilemeyiz;
A’meş, Zeyd ibn Vehb’den aktarır: Abdullah ibn Mesud'un şöyle dediğini duyum: Rasûlullah (sallanu aleyhi ve sellem) bize şöyle söyledi: "Sizden birinin anne karnındaki yaratılışı şöyle meydana gelir: Kırk gün boyunca bir su damlası olur sonra bir bu kadar süre kan pıhtısı,sonra bir bu kadar süre et parçası. Ardından onun rızkı,ameli, eceli ve mutsuz (cehennemlik)mi yoksa mutlu (cennetlik) mu olacağı yazılır." Yahut şöyle dedi: "Allah meleği dört kelime ile gönderir: Onun rızkı, ameli, eceli ve mutlu mu yoksa mutsuz mu olacağı yazılır." Sonra şöyle devam etti: "Sizen birisi (yaşadığı sürece)cennet ehlinin ameliyle amel eder, ancak tam cennetle arasında sadece bir zira mesafe kalmışken kendisi hakkında yazılan kader öne geçer ve cehennem ehlinin amelini işleyerek cehenneme girer. Bir diğeri de (yasamı boyunca) cehennem ehlinin ameliyle amel eder, ancak cehenneme girmesine sadece bir zira mesafe kalmışken hakkında yazılan kader öne geçer ve cennet ehlinin amelini işleyerek cennete girer.” (Buhari) 1.kitap bitti elhamdulillah.
Beğavi Tefsiri - Mealimu't Tenzil (8 Cilt Takım)
Beğavi Tefsiri - Mealimu't Tenzil (8 Cilt Takım)
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok