el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani

Kitabü’l-Kesb İslam İktisadında Helal Kazanç author
Author
9.3/10
3 People
13
Reads
9
Likes
642
Views

el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani Posts

You can find el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani books, el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani quotes and quotes, el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani authors, el-İmam Muhammed b. Hasan eş-Şeybani reviews and reviews on 1000Kitap.
Israfın Çeşitleri
Hz. Ömer'e (r.a.) "Senin için de cevâriş alalım mı?" diye sorduklarında, "Cevariş ne işe yarar?" diye sual etti. "Yemeği hazmettirir." dediler. Hz. Ömer (ra) onlara cevaben şöyle dedi: "Sübhanallah, mümin doyduktan sonra da yemek yer mi ki?"
Hayat Dört Şey Üzerine Kaimdir
Allahü teâlâ insanoğlunun hayatını ancak dört şeyle devam ettirecek şekilde yaratmıştır. Bunlar yemek, içmek, giyinmek ve mesken ihtiyacıdır.
Reklam
Nafilelerden maksat iki şeyden birisidir:
Birincisi şeytanın vesvesesini kırmaktır. Kul nafileyi edâ edince, şeytan şöyle diyerek vesveseden vazgeçer: Bu kul kendisine gerekmeyenleri eda ettiğine göre, yapması gerekeni edâyı nasıl terk eder? Böylece ona vesvese verme arzusu kırılır. İkincisi de farzlar noksan olduğunda nafilenin onları tamamlamasıdır. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyuruyorlar: "Kulun farzlarından bir noksanlık ortaya çıktığı zaman, Allah, meleklerine der ki: Kulumun nafilelerini, farzlarındaki noksanı tamamlamak üzere koyun."
Sayfa 80 - Ebû Davud, "Salât", 149, H. No: 864, 1, 540; İbn Mâce, "İkâmetu's Salâh", 202, H. No: 1425, 1426; Dârimî, "Salât", 91, I, 313; Ahmed b. Hanbel, II, 290, 425, IV, 65, 103, V, 72, 377.Kitabı okudu
Insanlara ilim öğretmek de farz-ı kifayedir. Müslümanların bir kısmı bunu yapsa, maksat hasıl olduğu için diğerlerinden düşer. Bu şeriatın ihyasıdır. İnsanlar arasında ilmin muhafazası, bir kısmının onu edâ etmesi, yani öğretmesiyledir. Bundan kaçınsalar ve bu sebeple ilmin bir kısmı kaybolsa, onların hepsi de günaha ortak olurlar. Rasulullah (s.a.s.)'in faziletlerden tavsiye ettiği şeylerin insanlara öğretilmesi farzdır. Bu sözün manası şudur: Nafile olan veya Rasulullah (s.a.s.)'in güzel gördüğü bir fiili bizzat yapmak farz değildir. Bunu terk edene de günah yoktur. Fakat bunun insanlara öğretilmesi farzdır. Hatta bir devirde yaşayan insanların hepsi de onu nakletmeseler, hepsi de farzı terk etmiş olurlar ve günaha girerler. Çünkü bir meselenin bırakılması ile şeriattan bir şey kaybolmuş olur. Fakat nafileyi yapmamakta kaybolma durumu yoktur.
En Faziletli Bilgi, İlmihal Bilgisidir
İlim öğrenmenin farziyetinin beyanı da Rasûlullah (s.a.s.)'in şu hadisleridir: "İlim öğrenmek her Müslümana farzdir." Ancak bu hadiste kastedilen bilgi ilmihal bilgisidir. Şöyle denildi: İlmin en faziletlisi, ilmihâl bilgisi, amellerin en faziletlisi de bu hâlin korunmasıdır.
Sayfa 73 - İbn Mâce, "Mukaddime", 17, H. No: 224; el-Cimiu's-Sagir, IV, ss. 267-268.Kitabı okudu
Şeytan der ki: "Şu üçten birisi olan mal sahibi benim elimden kurtulamaz:
"Şeytan der ki: "Şu üçten birisi olan mal sahibi benim elimden kurtulamaz: Ya o malı onun gözünde güzelleştiririm. O da bilmsiz olarak, iyice ölçüp bicmeden, onu toplar. Veya malı onun gözünde kötülerim. Yine düşünmeksizin onu verir. Veya ona mali sevdiririm. Böylece Allah'ın hakkını vermez."
Sayfa 69 - et-Terğib, IV, 182.Kitabı okudu
Reklam
Sıla-i rahimi kesmek Rasûlullah (s.a.s.)'in şu hadisleri ile haramdır:
"Üç şey arşta asılıdır: Nimet, emanet ve akrabalık bağı. Nimet der ki: Nankörlüğe uğradım, şükredilmedim. Emanet der ki: Saklı tutuldum, layıkı ile eda edilmedim. Akrabalık bağı der ki: İrtibatını kesildi, sıla-i rahim yapılmadım."
Sayfa 67 - et-Tergib, III, s. 338; el-Câmiu's-Sağir, III, s. 306.Kitabı okudu
Rivayet edildiğine göre, bir adam Rasûlullah (s.a.s.)'e dedi ki: "Yanımda bir dinarım var, (ne yapayım?)" Rasulullah (s.a.s.) "Onu kendin için harca." buyurdular. Sonra tekrar sordu: "Yanımda bir tane daha var." Rasulullah "Onu da ailene harca." Sonra yine "Yanımda bir tane daha var." Rasûlullah "Onu da anne ve babana harca." buyurdular.
Sayfa 66 - Ebû Davud, "Zekât", 45, H. No: 1691, II, 320; Ahmed b. Hanbel, II, 473.Kitabı okudu
Hikâye edildiğine göre, zengin ile fakir bir meselede münazara ettiler.
Zengin dedi ki: "Şükreden zengin daha faziletlidir. Çünkü Allahü Teâlâ zenginlerden borç is- tedi ve buyurdu ki: 'Kimdir o ki, Allah'a güzel bir ödünç versin de (Allah da) ona kat kat, birçok artırsın?(1) Fakir de dedi ki: "Allah zenginlerden fakirler için borç istedi. Borcu sevdiğinden de sevmediğinden de ister. Fakat borç ancak sevilen birisi için istenilebilir. Sevilmeyen için istenilmez."(2)
Sayfa 64 - 1. Bakara (2): 156. / 2. Bakara (2): 245.Kitabı okudu
Fakirliğe sabretmek daha faziletlidir.
Bize (İmam Muhammed) göre ise fakirliğe sabretmek daha faziletlidir. Rasulullah (s.a.s.) "Sabır imanın yarısıdır" buyuruyorlar. Bir başka hadiste de "Iman üzere sabır, bedendeki baş mesabesindedir." buyuruluyor. Diğer taraftan fakirlikte imtihan vardır. İmtihana sabır ise nimete şükürden daha faziletlidir. Bu ölçü diğer imtihan şekilleri için de geçerlidir. Hiç şüphesiz hastalığın elemine sabır, bedenin sıhhatine şükürden sevap ciheti ile daha büyüktür. Aynı şekilde âmå olanın bu haline sabri, gözleri görenin şükründen daha faziletlidir. Nitekim Rasûlullah (s.a.s.) de Allah'tan gelene razı olan için şöyle buyuruyor: "Kimin iki gözünü alırım da, buna sabrederse, benim katımda onun için ancak cennet vardır." Bir başka rivayette de "Cennet ve cemâlullah var." buyuruluyor. Bu nimet yokluğa sabırdan dolayıdır. Bu hadis gösteriyor ki, mü'min için bizzar musibetin kendisinde sevab vardır.
Sayfa 63 - *el-Camiu's-Sagir, IV. 233. * el-Camiu's-Sagir, IV, s. 234. *Tirmizi, "Zühd, 57, H. No: 2400, IV, 602.Kitabı okudu
96 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.