Kutuz, Suriye'nin işlerini düzene soktuktan sonra Mısır'a doğru yola koyuldu. Fakat bu arada Baybars el-Bundukdari, Necmeddin er Rumi'nin memluku Anas ve Alemüddin Sağanoğlu ile Kutuz'u katletme konusunda anlaşmıştı. Onun yanında bir fırsat kollayarak ilerliyorlardı. Kutuz yalnız başına bir süre yürüyüp uzaklaştıktan sonra Anas yanına gelerek ondan birini affetmesini istedi. Kutuz onun isteğini kabul etti. Bunun üzerine Anas elini öpmek istiyormuş gibi yaklaşıp kollarını tuttu. Baybars el-Bundukdari de gelip kılıcını salladı. Sonra üzerine atılıp attan aşağı düşürerek okla öldürdüler. Bu olay Zilkade ayının on yedisinde vuku buldu. Kutuz'un toplam iktidar süresi on bir ay, on üç gündü. Baybars ve arkadaşları onu öldürdükten sonra sürükleyerek Salihiye'deki otağa getirdiler.
O Melikşah ki, ülkesinin sınırının bir ucu Çin'den başlayıp Suriye'nin öbür ucuna uzanıyordu. Güneş bile bu mesafeyi yarım günde veya bir daha fazla bir zamanda katediyordu.
Ben diyorum ki, bu ülkede yaşayan Türkler, Türklerin en iyileridir. Veralı ve cesurdurlar. Zulmetmeyi sevmezler. Boy posları gelişkin, yakışıklı, güzel çehrelidirler. Mısır ordusunun büyük kısmı onlardandır. El-Melikü's-salih Necmeddin Eyyub b. Kamil Deşt-i Kıpçak memluklarını satın almaya başladığındaın beri Mısır sultanları ve emirleri onlardandır. Sonra iktidar onlara (Türklere) geçti. Memluk sultanları ülkeye zenci köleler yerine kendi hemcinslerini getirmeye başladılar. Öyleki bir süre sonra Mısır onlarla doldu taştı. Sarayda önemli görevleri ordu komutanlıklarına ve yönetimin kritik noktalarına hep onları getirdiler. İslam, onlar sayesinde güçlendi.
Selçukluların önce yıldızları parladı, sonra ateşleri yükseldi, arkasından pınarları kaynadı ve daha sonra denizleri taştı. Meralarda dolaşmaktan amaçları saltanatı ele geçirmekti. Sonunda sancakları yükseldi, saltanatları yayıldı. Onların saltanatlarıyla ilgili bilgiler tarih kitaplarının en başında yer aldı ve bu iki ülke insanı için onların şöhreti hala eski değildir.
"Eğer Anadolu'da bir ata yüksek fiyat istenirse, 'Bu at Kastamonu'dandır' denilerek, ödeyeceği yüksek fiyata değeceğini söyleyerek alıcıyı ikna ederler."
14. yüzyıl
Başka insanlar mal toplamak, para biriktirmek için birbirleriyle yarışırken, onlar [Türkler] ellerindekini avuçlarındakini başkalarına ikramda bulunmak için yarışırlar.