Yazarın anlam dünyasında gezindiğimi hissettiğim bir dizi öykü. Her başlıkta anlatılanlara dair istemsiz tahminlerde bulunup, öyküye daldıkça başlığın zihnimde yeni manâlar kazanması ve bitiş paragraflarının ardından arkama yaslanıp derin bir nefesi daha bırakmak odaya. Her gün şahit olduğumuz gün batımlarını başka dünyalara açılan farklı pencerelerden seyre dalmak için, keyifle okunur.
Günün yorgunluğuna eşlik etmesi için başlamıştım kitaba. Ne kadar yorgun olsam, öykülerin açıldığı pencereden içeri dalmaktan kendimi alamadım. Yazarın dili akıcı yormuyor. Öykülerin uzunluğu ideal. ,Yer yer kullandığı mizah öyküleri canlı tutuyor. Hayatın basit görünen noktalarına, görmediğimiz noktalarla bizi tanıştırıyor. Bizi kendimizle tanıştırıyor. Bireyselleşmeyi değil ama yalnızlığı, ne kadar konuşulsa da anlaşılamamayı, eninde sonunda bir başına olmak gerçeğini anlatıyor. Yazarın kalemine sağlık.
İçimdeki sesleri susturmak için müzik dinlemeye karar verdim. Seslerin kendi başlarına kaldıklarında kavga ettikleri bir gerçek. Müzik onların bir nevi bakıcısı. O oldu mu hepsi sus pus olup onu dinler, ben de kafamı dinlerim.