Yabani Ot Toplayıcısı, lezzetli bir kitap... Pastoral bir şiir...Doğaya bir teşekkür, bir şükran kitabı. Yeşil soğana, asma yaprağına, deli naneye, yeşil domatese, biberiyeye, kabak çiçeklerine, limona, zeytine, enginara bir methiye kitabı. “Yavaş” salatalara – ne demekmiş kitapta göreceksiniz- , dostlarla “leziz” muhabbetlere, denize, maviye, ferahlığa davet...Doğayı, bitkileri, ağaçları görmenin, göstermenin, varlıklarına şükretmenin kitabı. İnsana iyi gelen bir kitap. Bir yerde artık unutulan “göz hakkı”nı anımsatıyor. Çocukluğumuzda bahçelerdeki meyvelerden “göz hakkı”mızı -ziyadesiyle- neşeyle kullanırdık. Almanya’da 1975 yılına dek “ağza sığacak kadar yiyecek almak” suç değilmiş. Karnınız açsa ve paranız yoksa istediğiniz bir yiyeceği ağzınıza atabiliyormuşsunuz. Çalmak sayılmıyormuş. Bu düzenleme değişince, göz hakkı geleneğini savunanlar toplanıp bir sosyal ağ kurmuş, nerede hangi meyve ağacı, hangi ot var paylaşıyorlarmış. Pek hoşuma gitti. Kitabı bitirince bir limon çiçeği şurubu kavanozu önünde olmak ve kapağını kaldırıp koklamak istedim. Yeşil domatese de aşermeye başladım! “Ve hiçbir şeyi beğenmemenin sizi daha akıllı göstereceğini sanmaktan vazgeçip aslında herşeyi beğenmeye başlamanın en büyük bilgelik olduğunu hissedin.” gibi bir çok cümlenin altını çizdim. Teşekkürler, sevgili Elif.