Elisabeth Badinter

Kadınlık mı Annelik mi yazarı
Yazar
7.9/10
16 Kişi
98
Okunma
10
Beğeni
2.133
Görüntülenme

En Eski Elisabeth Badinter Sözleri ve Alıntıları

En Eski Elisabeth Badinter sözleri ve alıntılarını, en eski Elisabeth Badinter kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnandırılmak istendiğimizin aksine, sevgi asla kendiliğinden gelmez; bu, annenin çocuklarına duyduğu sevgi için de geçerlidir.
Soyu devam ettirmeyenlerin egoizmini kınayanlara, aslında onların belki de ebeveynlerinden daha az egoist oldukları yanıtını verir: "Bilinçli olarak doğurmayanlar, çocukları en az çok doğuranlar kadar, hatta onlardan daha fazla seviyorlar. Milet'li Tales'in neden çocuk yapmaktan kaçındığı sorulduğunda 'Tamamen çocuklara duyduğum sevgi nedeniyle' yanıtını verir. Kim oğluna ya da kızına gerçeği, yani ölümün kaçınılmaz olduğunu, insanlar arasındaki ilişkilerin riyakârlığını, dünyanın çıkar dünyası olduğunu, ücretli emeğin zorunluluğunu, bunun hemen her zaman külfetli ve zorunlu olduğunu, aksinin istikrarsızlık ve işsizlik getirdiğini açıklamayı arzular? Hangi nahif, budala ve şaşkın ebeveyn soyuna sunacağı sefaleti, hastalığı, yoksunluğu, yoksulluğu, yaşlılığı, mutsuzluğu sevebilir? Sevgi, bu alçaklıkları biricik yavruna aktarma sanatı mıdır?
Reklam
" Toplumun anneliği yüceltmesine veya küçümsemesine göre kadın iyi ya da kötü bir anne olacaktır . "
Crousaz : Çocuklarınıza , onların kendi bebeklerine davrandıkları gibi davranıyorsunuz. Saf , gülünç oldukları , eğlendirici sözler söyledikleri sürece onlarla ilgileniyorsunuz . Ama yaşları büyüyüp de ciddileştiklerinde , artık sizi ilgilendirmiyorlar. Bebekleri bir köşeye fırlatıp attığınız gibi onları da terk ediyorsunuz. O zaman aşırı samimiyetin yerini aşırı sertlik veya buz gibi bir kayıtsızlık alıyor.
Bu son nokta genellikle şöyle yorumlanmaktadır: İlk bir yıl içinde ölme olasılığı oldukça yüksek olan küçücük bir varlığa nasıl ilgi duyulsun? Ana babanın, özellikle de annenin soğukluğu şefkat duyduğu varlığın kaybolmasını görme tehlikesine karşı bilinçsiz bir duygusal korunmaydı. Başka bir deyişle, daha sonra acı çekmemek için en iyisi hiç bağlanmamaktı. Böyle bir tutum, anababanın yaşam içgüdüsünün tamamiyle normal bir ifadesi olurdu. 18. yüzyılın sonuna kadar çocuk ölümlerindeki oranın yüksekliği dikkate alınırsa, görülür ki, bebeklerinin her birine düşüncesizce bağlanan bir anne sonunda mutlaka üzüntüden ölürdü.
Seçici Sevgi
" Cinsiyetlerine ve ailede işgal ettikleri yere göre çocuklara gösterilen inanılmaz muamele eşitsizliği! Sevgi doğal, dolayısıyla kendiliğindense nasıl oluyor da birine diğerinden daha fazla verilebiliyor? Kendi yakınlarımızı kendimiz seçemiyorsak da neden erkek çocuğu kızdan, büyüğü küçükten daha çok sevelim ? "
Reklam
317 öğeden 351 ile 317 arasındakiler gösteriliyor.