1881-1931 yılları arasında yaşamış İngiliz gazeteci ve siyaset adamı. Kendisiyle aynı adı taşıyan babası bir dönem İngiliz kabinesinde görev yapmış bir bakandır. Babasıyla beraber küçük yaşlardan itibaren savaş bölgelerini gezmiş ve İngiliz basını için muhabirlik yapmıştır. 1897 yılındaki Türk-Yunan Savaşı onun ilk gazetecilik deneyimidir. Sonrasında Boer Savaşı'nda, Rus-Japon Savaşı'nda görev yapmış, Balkan Harbi'ni Osmanlı ordusuyla birlikte izlemiştir. Çanakkale Savaşı'nı İngiliz ordusu ile birlikte takip eden Bartlett, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra siyasete atılmış ve Muhafazakâr Parti mensubu olarak İngiliz Parlamentosu'nda görev yapmıştır. Bartlett, 1931 yılında Lizbon'da ölmüştür.
Diğer savaş meydanlarından alınıp buraya yığılan bütün gemiler sanki bir maksat için ve ihtimal ki Hristiyanlık aleminin, Osmanlı Türklerine karşı yapacağı son Haçlı Seferi içindir.
Bundan önceki Haçlı Savaşları, başarı yönünden o kadar kayda değer değildir. Halbuki bu sonuncu ve en büyük Haçlı Seferi, bu vakitler Viyana kapılarından Kudüs'e kadar uzanmış olan eski Osmanlı İmparatorluğu'nun her bir köşesinde, kemikleri dağılıp kalmış olan Ortaçağ şövalyelerinin intikamını alacaktır.
Meşhur tarihçi Gibbon diyor ki: "Küçük bir taş yığıntısından ibaret olan Malta, Türk hükümetinin kudret ve azametini gösterdiği gibi, bu hükümetin askeri kuvvetinin heybet ve kahramanlığına büyük bir nam, ebedi bir şan ve şöhret bırakmıştır. "
Kitap, "Savaş esnasında milli duyguları ön plana çıkmış, Osmanlı Devleti'ne ve Müslüman Türk milletine karşı ön yargılı ve hasmane görüşlere sahip bir İngiliz savaş muhabiri olan Ellis Ashmead Bartlett'in kendi kamuoyunu bilgilendirmek üzere Londra basınına gönderdiği raporlardan oluşmaktadır."
Savaşın İngilizler lehine
Bir İngiliz gazetecinin Balkan Savaşları sürecinde Osmanlı – Bulgar çatışmasını konu alan ve bu süreçte kendi gözlemleri çerçevesinde yaşananların aktarıldığı bir çalışmaya tekabül etmektedir. Bir yabancı olmasından dolayı doğrudan tarafsızlığının sorgulaması yapılabileceği gibi bazı noktalarda olayları abarttığı gibi bazı yerlerde de Osmanlı’nın