Eğer düşüncede öldürdüklerimiz hakikaten yok olsalardı, yeryüzünde kimse kalmazdı. İçimizde çekingen bir cellat, hayata geçmemiş bir katil taşırız. Mutlak bir mahkeme önünde bir tek melekler beraat ederdi. Zira başka bir varlığın ölümünü dilememiş bir varlık hiç olmamıştır.
“Düşünmek yıkmaktır, kendini yıkmak. Eylemde bulunmak daha az tehlike yaratır, çünkü eylem şeylerle aramıza mesafe koyar, düşünceyse eylemi tehlikeli bir şekilde genişletir.”
"Tuhaf şey! Ölüm, ezelî olmasına rağmen alışkanlıklar arasına girmemiştir: Yegâne gerçeklik olduğundan, rağbet edilen bir şey haline gelemezdi. O halde, canlılar olarak hepimiz geri kalmışlar’ız..."