Emile Zola

Emile ZolaNasıl Ölünür yazarı
Yazar
8.1/10
12,2bin Kişi
55,5bin
Okunma
3.215
Beğeni
86,2bin
Görüntülenme

Emile Zola Gönderileri

Emile Zola kitaplarını, Emile Zola sözleri ve alıntılarını, Emile Zola yazarlarını, Emile Zola yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözler kendiliğinden dökülüyordu ağzından. Ara sıra kendi söylediklerini duyup hayrete düşüyordu, sanki içinde bir yabancı vardı da o konuşuyordu. İçinde biriken, varlığından bile haberdar olmadığı şeylerdi bunlar, kabaran yüreğinden dışarı taşıyorlardı.
“İnsanları sevebilir ama yine de mutsuz edebilirdiniz.”
Sayfa 255 - Kültür yayınlarıKitabı okuyor
İnsan güçlü olmadığı zaman akıllı olmak zorundadır.
Sayfa 62 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Mezarlık boştu, karların üstünde ayak izlerinden başka bir şey kalmamıştı. Ölü Jeanne, Paris'in karşısında, sonsuza kadar yalnız kalıyordu.
Sayfa 336
Hangi budala söylüyordu mutluluğun yeryüzündeki zenginliklerin eşit oranda paylaştırılmasına bağlı olduğunu.
Ölürse, ölüm bedenini sarmış olduğu için olacaktı bu ve herkes bilir ki ölüm insanın bedenine girmişse onu oradan ne haç çıkarmalar ne ilaçlar çıkarabilir, hiçbir şeyin faydası olmaz.
En inanmış kişilerin umutsuzluğu içten içe işliyordu.
İçlerinde cimriliği ve parasının çalınması kaygılarıyla anneleri canlanıyordu. Paranın zehirlediği ölümden sadece öfke doğar. Tabutların üzerinde dövüşülür.
Hey gidi hey! Kim bilir nerelerde kaldı bizim memleket!
Ey adalet, ne korkunç bir umutsuzlukla sıkılıyor insanın yüreği!
Bütün dünya birbirine girse, her şey yerle bir edilse umurunda değildi artık...
Hayır, hayır en iyisi hiç dünyaya gelmemekti ya da geleceksen, bir ağaç, bir taş olarak, daha da iyisi gelip geçenlerin topukları altında ezilen, kan dökmeyecek bir kum tanesi olarak gelmekti.
"Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu; çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyanlardan korkuluyordu."
Emile Zola
Emile Zola
Ölüm ne güzel bir dinlenme olacaktı! Sadece otları eğen kuş ayaklarının hafif seslerini duyacaktı. Kimse başının üstünde yürümeyecek, sonsuza dek rahatsız edilmeden yuvasında yatacaktı. Bu, üzerinde güneşin parladığı bir ölüm, kırların dinginliğinde sonsuz bir uyku olacaktı.
Sayfa 38
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.