Küçük insanlar da tıpkı köpekler gibi düşünüyordu. Değer yargılarımız aynıydı. Bir şeye üzüldüğümüzde ya da bir şey canımızı yaktığında çabuk iyileşiyorduk. Bir şey bizi mutlu ettiğinde onu sonuna kadar yaşıyorduk. Saçmalıklarla harcamıyorduk elimizdekini.
"Bazen geçici sahiplerim benim yüzümden dükkân sahipleriyle tartışıyorlardı. Bense ne olup bittiğini anlayamıyordum. Sanırım tüylü bir canlının inlerine girmesinden hoşlanmıyorlardı. Bunlar ya cahil ya da doğuştan gerizekâlıydı."