Emine Şeyma Usta

Emine Şeyma UstaAdab-ı Muaşeret yazarı
Yazar
Çevirmen
Editör
0.0/10
0 Kişi
11
Okunma
3
Beğeni
1.594
Görüntülenme

Hakkında

   Babası Rize’nin bilinen isimlerinden madenci Hafız Ali Usta, annesi Zehra Usta'dır. Baba dedesi Memiş Ali  Usta, anne  dedesi ise  yörenin tabiriyle “Rize’nin eğitimci efendisi” Hafız Harun  Tiryaki’dir. İstiklal  Harbi  sırasında Türk  Milleti için bilinen ve bilinmeyen her türlü fedakarlığı esirgemeyen Zekeriya  Tiryaki’nin  babası.  Vatanını, milletini seven,  milli değerlere bağlı bir ailenin kızıdır. Altı kardeşin beşincisidir.Evlatları bu önemli isimleri  yaşatabilmek için de Hafız Ali Usta adına bir okul ve özürlülere merhametiyle bilinen anne  Zehra Usta adına bir  rehabilitasyon merkezi yaptırmışlardır.   Çok genç bir yaşta (18)  evlenen ve üç oğul anası olan Emine Şeyma yarım kalan eğitimine çocukları Metin,Yusuf veAhmet ile devam etmiştir.Hayatın basamaklarını ağır ağır tırmanır. Kimi zaman gözyaşları vardır kaderinde,kimi zaman isyan, kimi zaman da anne olmanın verdiği zorluklar.    İstanbul'a geldikten sonra Arap Dili Edebiyatı ile ilgili 4 yıl eğitim aldı. Cidde Üniversitesi'nden uzmanlık alan Usta, İslam Hukuku tahsili gördü. Mezun olunca Cidde Üniversitesi ve ABD'den de birçok teklif alan Usta, hocalarının yol göstermesiyle, Süleymaniye Külliyesi'nde (Kütüphane) 20 yıla yakın bir süredir Arapça, Farsça ve Osmanlıca çeviriler yapmaktadır. 22 sene de Tıp tarihine hizmet vermiştir. Eski tarihten bu güne kadar 450'ye yakın tabibin (Bilim Adamı) yaptıkları araştırmalar sonucu buldukları devaları gün yüzüne çıkaran bu eserlere imza atan Usta,Emine Şeymadır.
Unvan:
Türk Yazar
Doğum:
Rize, 1947

Okurlar

3 okur beğendi.
11 okur okudu.
1 okur okuyor.
8 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Reklam
"Muvaffakiyet, elbisenin çeşidinde ve ağırlığında değil, giymesini bilmekte ve yakıştırmaktadir. "
Sayfa 58
Dünyada bulunan bütün cemiyetlerin temel taşları "kadınlar"dır. Kadınsız cemiyet teşkil edilemeyeceği gibi, kadınlarla olan sosyal ilişkileri tespit eden muâşeret kaidelerine kayıtsız kalan bir fert de cemiyet içinde yaşayamaz. Adâb-ı muâşeretten bahsederken, her şeyden önce "kadınlar'ın cemiyet içindeki mevkisinden, vazifesinden ve imtizaçlarından bahsetmek ve bu durumda erkekler için düzenlenen mecburiyedleri açıklamak gerekir."
İyi biliniz ki dünyada sanatsız bir millet zor yaşar. ''El yapsın biz kullanalım.'' demekle insan yaşayabilir mi? Elbiseni başkaları dokusun, kullandığın silahı başkaları yapıp satsın, sonra da ben yaşayacağım de, bu şekilde insanı yaşatmazlar. Kışın soğuğundan yazın sıcağından, düşmanın saldırısından korunmak için sanat gereklidir. Bunu iyi bilelim de, yaşamak için ne gerekli ise hepsini memleketimizde ve kendi elimizde yapmaya çalışalım.
abartısız olarak denilebilir ki ordularda sevk kaideleri ne ise sosyal hayatta da muaşeret kaideleri odur. medeni zafer başka türlü kazanılamaz.
Fabrikalardan tersanelerden vatan müdafaası için durmadan dinlenmeden hazırlanmak vazifemizdir.
Reklam
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
224 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitabın yazarı Safveti Ziya devletin önemli kademelerinde görev almış bir memurdur. Yazdığı bu kitap hem kendi döneminde yaşadığı olaylardan etkilenen hem de bu dönemi etkileyen önemli bir eserdir. Kitap ziyaretlerde, balolarda ,önemli yemeklerde , insanların birbiriyle olan ilişkileri düzenleyen bazı kurallardan bahsediyor. Bir ara bu kuralların çok fazla, sıkıcı ve detaylı olduğunu düşündüm ve yazar bana gereken cevabı 107. Sayfada verdi. Kitabı yüksek mevkideki memurlar için yazdığını ve bu bilgilerin cemiyete ilk girecek ya da diplomat olarak başka ülkelere giden insanların işine yarayacağını. Onlar için zaruri olduğunu söyledi. 21. yy.da adabı muaşeret kurallarının değiştiğini düşünüyorum. Ama Cumhuriyet in ilk yıllarında cumhurbaşkanlarının önemli devlet adamlarının nasıl davrandığını öğrenmiş oldum. Bu yılları daha iyi anladım.
Adab-ı Muaşeret
Adab-ı MuaşeretEmine Şeyma Usta · Anatolia Kitap · 20159 okunma