Ne güzel demişti yazar: “ Kaderinse dünya küçüktür , ama kaderin değilse sokakta bile karşılaşamazsın.” En iyisi olayları akışına bırakmaktı . Su akar ve mutlak yolunu bulurdu.
Gün gelecek devran dönecektir. İnsanlar adapte olmak zorundadır ve yaşanacak değişimler karşısında en hızlı adapte olanlar başarılı olacaktır, en akıllı ya da en güçlü olanlar değil!
2048
Bu üç kitabı çekilişle bir kişiye hediye etmek istiyorum. Çekilişe katılmak için, yorum kısmına “Katılıyorum” diye belirtmeniz yeterli olacaktır. Kazanan talihli 1 Mart akşamı açıklanacaktır.
* ÇEKİLİŞ SONUÇLANMIŞTIR:
Kazanan : Jasmine
Geçmiş dönemlerde yazmış olan Türk edebiyatı üstadlarına saygısızlık yapmak istemediğim için bu kitap için "yazılmış en iyi Türkçe edebiyat eseri" demeyeceğim... Ama en azından modern dönemde yazılmış en iyi Türkçe kitap diyebilirim.
Yazar bu kitabı hazırlamak için ne kadar çalışmış bilmiyorum ama olağanüstü bir başarı sergilemiş. Yazın tarzı olarak "1984"e benzetebiliriz. Olaylar, Amerika'da yaşayan Türk asıllı iş adamı Erol'un başından geçiyor ve Erol'un bakış açısıyla anlatılıyor. Erol gündelik hayatına devam ederken, her düşündüğünde de dünyadaki sistemle ilgili bilgiler alıyoruz. Özellikle kitabın ilk yarısında, yani olaylar şekillenmeye başlarken, yazar da bizi bir nevi 1984 gibi olaylara hazırlıyor, kendimizi yazarın 2048 dünyasında, hatta Erol'un hayatında görüyoruz.
Kitap, sadece 1984 tarzı bir kurgu değil elbette. Yer yer, "Cesur Yeni Dünya" okur gibi oldum, yer yer "Black Mirror" izler gibi. Anladığım kadarıyla, bir kitap serisi olarak devam edecek. İkinci kitabını da heyecanla bekliyorum...
Kitap kısmen bizlerin, daha çok çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceği üzerine kurgulanmış. Otuz sene sonra, yaşam biçimlerimizde meydana gelebilecek olası dijital değişimlerin/gelişmelerin neler olabileceğine dair bilgiler içeriyor. Beste ve Erol isimli karakterlerin aşkı üzerinden ilerleyen konuların içinde teknoloji var, macera var, uzay
Keşke daha iyi bir kapak tasarımı olsaydı dediğim kitabın oldukça ufuk açıcı bilgilerle dolup taştığını daha çok kişiye ulaşması gerektiğini söyleyebilirim. Umarım en kısa zamanda ikincisini de okuruz.