Enis Batur

Kitap Evi yazarı
Yazar
Derleyen
Çizer
Çevirmen
Editör
Tasarımcı
7.1/10
572 Kişi
2.665
Okunma
353
Beğeni
28,9bin
Görüntülenme

En Eski Enis Batur Sözleri ve Alıntıları

En Eski Enis Batur sözleri ve alıntılarını, en eski Enis Batur kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Opera II- Küre
Bu şehir benim kurduğum bir saat için zemberek. Bütün atlası katettim odamda ve buraya büyük bir şiiri yazmaya geldim.
Sayfa 45
Küre
Kendimden ayrıldığımda beni kendime yak­laştıracak birkaç özel imge, geldim buraya ve başladım yeniden herşeye, herşeyin bittiğini bildiğim yerde.
Reklam
Aydının Kimliği:
Deneyimli, birikimli, ünlü, rütbeli (profesör, başyazar, orgeneral) olmak, aydın olmak demek değildir; kişioğlunda yukarıda saydıklarımın tümü biraraya gelse bile, aydın olmak için yeterli değildir bu. Peki nedir aydını aydın kılan ayırdedici özellikler? En klasik ölçülere başvurursak: Akıl yürütme, bağlandığı değerlere sahip çıkma, onlardan hareketle tavır alma ve doğacak sorumluluğu taşıma biçimidir aydını aydın kılan. Bütün bunların gereği olarak da, iktidarda olamaz aydın, sahici aydının konumu doğal bir biçimde muhalefettir. Bunu gündelik siyaset terimleriyle, bizde özellikle yıpranmış, içi boşalıp neredeyse anlamsızlaştırılmış iktidar/muhalefet kavramlarıyla sınırlandırmamak gerek kesinlikle: Ille de muhalif olan, kendini öyle olmak zorunda hisseden, bunun için de diyelim ki kendi desteklediği siyasal parti iktidara geçince hemen gözüne kestirdiği bir başka siyasal partinin saflarına geçen sado-mazohist bir yaratık değildir aydın. Muhalefetten anladığım başka birşey burada: Kendi desteklediği bir yönetimin doğru bulmadığı görüş ve eylemlerine ayak uyduramayan, karşı çıkan... kişidir aydın.
Gerçek aydın için aydınlanma sürecinin başı- sonu olamaz: Kendisine ışık tutmayı, evrimini, değişmeyi, gerekirse başkalaşmayı bir kaypaklık kipinde değil, bilgilenme sürecinin süreğenliğinde yaşar. Yarım-aydın, adı üstünde, aydınlanması bütünlenememiş, daha doğrusu aydınlanmayı sürdürmektense aydınlatmayı yeğlemiş kişidir. Yeterince aydınlandığına inandığı için, belli bir noktada dondurmasa bile iyiden iyiye yavaşlatmıştır bu süreci, "ışığını" başkalarına tutmaya bakar. Gerçek aydın kendisini durmadan aydınlatmaya çalışır oysa; bilir ki, aydınlanırken başkalarının karanlık bölgelerine, kendisine tuttuğu ışık daha güçlü biçimde yansıyacaktır.
Kimim ben, neden bağlı elim kolum gözlerim neden yaşlıyım bu kadar, bir şüphe mi bekletiyor beni çılgın kıvrımında tarihin bir umut mu (...)
Sayfa 46
Çok okumakla aydın olunmaz şüphe yok ki. Ama, az okuyarak da aydın olmak zordur. Sorun bir 'miktar sorunu' olmaktan çok bir 'ufuk sorunu'dur elbette. Ufuk, öteki'ne açılmak demektir; ötekine açılmak kişioğlunu aydınlatır, farklı kılar, yumuşatır. Ona, inandığını sarsmayı, gerektiğinde şüphelenmeyi, gerektiğinde de değişmeyi öğretir. Kendisi gibi düşünmeyenleri mühürleyip, etiketleyip bir daha onların sözüne dönmemenin yanlışlığını kavratır.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.