Birilerini aramaya ya da çıkıp bir yürüyüş yaparak kafamdaki kalın sisi dağıtmaya hayır, yaralı ruhuma tek iyi gelecek şeyin bu olduğundan hiç şüphem yoktu
Amanos dağlarına doğru gitgide daralan ovanın dibine, güçlü güney rüzgarının en olmadık yankı hareketlerini doğurduğu Yarıkkaya'ya ilerliyorlar. Orada, yeryüzünde pek az kulağa erişmiş bir ses yaşıyor.
"...Çağımda tanık olduğum en tiksinç "lüks gösterisi" Bayan Marcos'unkiydi:Sınırsız gardrobunun yalnızca ayakkabı bölümünde yeralan birkaç bin çift,içimde komşu günâhlardan birini harekete geçirmeye yetti:Ülkesinde açlıktan kırılıyordu çocuklar,erişkinler ve ayakkabılardan onu ayırdıkları için ağlıyordu o çirkin fahişe,helikopterine binerken..."
Şiir
Hakikat ile Tarih arasında asılı köprü
Ne birine
doğru giden yoldur, ne ötekine
görmektir
harekette
duruşu
duruşta geçişi.
Yoldur tarih
gitmeyen hiçbir
yöne
katederiz hepimiz onu
hakikat katediştir.
Ne gideriz ne de geliriz:
Ellerindeyiz zamanın.
Hakikat:
Kendimizi
baştan
köprüde asılı bilmektir.
Boşluğun üzerindeki kardeşlik.
Büyük garlar, yolcuyu karşılarken ve uğurlarken, cüsseleriyle ve trafikleriyle oranlı bir ses kütlesini yükler bünyesine; bir de her yolcunun kendi ruhsal yükü olur ama, onu dışarıdan seçemez, vagon penceresinin camına yansıyan gergin yüz hatlarından okuyamaz başkaları - bir tünele girildiğinde aynaya dönüşür pencere camı, yolcu âşınası olduğu bir alfabenin harflerinin üzerinde hızla hareket ettiği bir karatahtada tebeşirin ulaşmaya çalıştığı anlamı bir ucundan yakalayacağını sanır, o an sıvışır gider firarî cümleler, kelimeler.
İçimdeki nektar toplayıcı her vakit kaygılandırdı beni: Tıkanacağımı, boğulacağımı düşündüğüm oldu; toplamaktan yorgun düşüp boşlukta kalacağım endişesiyle titrediğim oldu; yıllar geçti, bana gerçekten gerekenin ne kadar olduğunu anlayamadım.