En Eski Enver Özkalp Gönderileri
En Eski Enver Özkalp kitaplarını, en eski Enver Özkalp sözleri ve alıntılarını, en eski Enver Özkalp yazarlarını, en eski Enver Özkalp yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan davranışları kalıplaşmış (patterned) davranışlardır... Bir tek intihar olayı kalıplaşmış bir davranış değildir. Çünkü, muhatabı bir tek kişidir. Ancak bu da diğer olaylardan bağımsız bir biçimde incelenemez. Çünkü kişiyi intihara iten birçok toplumsal neden olabilir.
... Sosyolojinin genel kanılarından, inançlarından birisi, bütün insan davranışlarının kalıplaşmış olduğuna ilişkindir. Bazen bu kalıbı göremeyiz veya anlayamayız ama varlığı gerçektir. İşte sosyologların görevi de bu kalıbı, ilişkiyi görebilmek ve açıklamaktır .
Toplum içerisinde insanların ilişkilerini düzenleyen, Durkheim'ın sosyal gerçek adını verdiği, hukuk, gelenek, norm ve değerler sistemi vardır. Bu toplumsal gerçekler bireyin dışında bulunurlar; ancak, bireylerin sosyal ilişkilerinin düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynarlar. Çünkü bunlar, aynı zamanda bireylerin üzerine baskı yaparak onları belli bir biçimde davranmaya zorlarlar. Bunlara toplumsal kontrol mekanizmaları denir.
Peter Berger'in işaret ettiği gibi: "Toplum, bizim dışımızdadır. Bizi çevreler ve yaşantımızın her yönünü etkiler. Bizler de bir toplumun içinde toplumsal sistemin belirgin bir sektöründe bulunmaktayız. İşte bu bulunduğumuz yer konuştuğumuz lisandan etikete, pozisyona, inancımıza kadar her şeyimizi etkiler."
Sosyolojide toplumsal düzeni sağlayan kurumlar genelde beş tanedir. Bunlar: Aile, siyasal kurumlar, din kurumu, ekonomi kurumu ve eğitimdir.
"Grup üyelerine dıştan gelen baskının derecesi, grup üyeleri arasındaki dayanışmanın derecesini artırır."
Bu cümleden de gördüğümüz gibi baskının şiddet derecesi dayanışmanın şiddetini aynı ölçüde etkilemektedir.
Bilimsel araştırmanın hareket noktası bir hipotez kurmaktır. Hipotez en genel tanımıyla, olaylar arasında ilişkiler kurmak ve olayları nedene bağlamak amacıyla tasarlanan ve geçerli sayılan bir önermedir. Araştırmanın, amacını gerçekleştirebilmesi için bir hipoteze dayanması yeterli değildir. Ortaya atılan bu hipotezin aynı zamanda kullanılabilir olması gerekir. Bunun için de hipotez: Mantıksal ve akla uygun, kavramca açık, gözlenebilir, belirgin, gerçeklenebilir, eldeki araştırma teknikleriyle ilgili, kuramsal bir sistemle ilişkili olmalıdır.
Sosyolojinin bilimsel bir disiplin olarak gelişmesi ve felsefeden ayrılması, 19. yüzyılın başında batı toplumları hızlı ve dramatik bir değişiklik içerisindeyken başlamıştır. Bu değişiklikler 1750-1900 yılları arasında yer alan Endüstri Devrimi ve 1789 Fransız İhtilali'dir.
Sosyoloji tarihi ile uğraşan bazı yazarlar, çağdaş anlamda sosyolojinin kurucusu olarak Auguste Comte'u değil Saint Simon'u gösterirler. Saint Simon'a göre bir toplumdaki yapılar, kuramlar, bilgiler ve inançlar tarihsel süreç içerisinde sürekli bir dönüşüm halinde bulunurlar. Saint Simon'un toplumsal fizyoloji, beşeri bilim ya da özgürlük bilimi diye adlandırdığı sosyolojinin temel görevi, toplumu hareket ve dönüşüm halinde incelemektir.