İnsanlar geleceğe baktıklarını söyleseler de geçmişe bakarak karar verirler.Geçmiş, kararlarınızı daima etkiler.Asıl etken ise olaylarla kurduğumuz ilişki ağıdır.
En zor olan da dış etkenleri değil, iç etkenleri özellikle de zihinsel etkenleri aşmaktır.Bizimde yaşamımızda, zamanında konulmuş dış etkenlerle dışarı çıkamayacağımız korkusu, içimizde iç çatışmaya neden olur.Kendi aklımız yapabileceğimizi söylerken, küçük yaşlarda öğrendiğimiz ve ne yazık ki bize ait olmayan iç sesler yapamayacağımızı söyler.Ne yazık ki bu sesler artık bizim ezberimiz olmuştur.Bizde ezberlediğimiz gibi yaşamaya devam ederiz.İnsanın en rahat ettiği yer, alıştığı ve bildiği yerdir.Çünkü insan kendi inandığına denktir ve sadece onu yaşar.
“Ruhen sağlıklı olmayan kişi, bedenen de sağlıklı olmayacağından zihinsel faaliyetlerin sağlıklı olması gerekir. Aynı şekilde bedenen sağlıklı olmayan kişi ruhen de sağlıklı olamaz. Kısacası ruh sağlığı, vücudu etkileyen her şeyden etkilenir.” Avicenna
“Öfke karaciğeri, keder akciğeri, üzüntü mideyi, sıkıntı(stres) kalbi ve korku böbrekleri yorar. Bunlar vücutta artınca ve devamlı olunca organ hasta olur.” İbni Sina
Baba; güç, otorite, kendine güven, bir işe başlamadaki ilk adım ve insanın içindeki kabiliyetler demek. O yüzden annenin açtığı yaralar sevgi ve sevgisizlik üzerine olurken babanın açtığı yaralar yetersizlik konusunda olabiliyor.
Bir insanın kokusundan ne kadar hoşlanmıyorsanız o insan ile HLA proteininiz o kadar uyumlu demektir. Doku uyumunu gösteren bu süreç organ nakillerinde önemli kavramlardan biridir. Aynı zamanda yeni araştırmalar 6.hissin de buradan kaynaklanabileceğini söyler.