Ercan Çağlayan

Zazalar yazarı
Yazar
Editör
7.2/10
6 Kişi
25
Okunma
8
Beğeni
1.573
Görüntülenme

Ercan Çağlayan Sözleri ve Alıntıları

Ercan Çağlayan sözleri ve alıntılarını, Ercan Çağlayan kitap alıntılarını, Ercan Çağlayan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kısaca ifade etmek gerekirse, 'kurtuluş' ve kuruluşta dîn olgusundan ziyadesiyle istifade eden Kemalist kadrolar, sonraki yıllarda dini bir "vicdan meselesi" olarak telakki etmiş ve bunun bir neticesi olarak dinî toplumsal hayattan olabildiğince dışlanmış - rafine hale getirmek için çaba sarfetmişlerdir." Kemalist Ulus Devletin İnşası // Ercan ÇAĞLAYAN sh,51 - Açılım Kitap
Sayfa 51 - Açılım Kitap
Bilindiği üzere sosyal antropolojinin başat kavramlarından olan etnik grup kavramı, “ortak dil, müşterek kadim inançlar, kozmoloji-kozmogoni ve ortak yaşam ritüelleri etrafında kendisini organize edebilmiş insan grubu”nu ifade eder.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Reklam
Etnisite hakkında önemli çalışmalar yapan Andreas Wimmer şunları söyler: Etnik grupların tarih içindeki oluşumu ve çözülmesi, kendi içinden başka etnik gruplar çıkarması, -bölünmesi veya kapsayıcı hale gelmesi-, etnik olmayanın tarihi şartlar içinde etnikleşmesi veya bir etnik oluşumun dini ya da kültürel kimi özellikleri temel tutunum haline getirmesi mümkündür.” Aynı konuya Kirişçi ve Winrow, şu ifadelerle dikkat çekmektedir: “Etnik gruplar, değişmez ya da monolitik varlıklar değildir. Bir etnik grubun üyeleri, zamanla, kendilerini grupla özdeşleştirmek istemeyip, bunun yerine başka bir etnik grup ya da ulusal kimlikle kaynaşmayı seçebilirler. Bir birey, toplumda ilerlemek ve olumsuz bir toplumsal öz-kimlik sahibi olarak algılanmaktan kaçınmak için bunu seçebilir.” Barth'ın, daha açık bir biçimde ifade ettiği üzere, insanlar etnik kimliklerini, “farklı durumlardan en avantajlı çıkacak şekilde” tanımlarlar.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Ernest Gellner ise “aynı ulus”tan olmanın iki biçimde olduğunu ileri sürer: Birincisi, “iki insan, ancak ve ancak aynı kültürü paylaşıyorlarsa aynı ulustan sayılırlar. Burada kültür, bir düşünceler, işaretler ve çağrışımlar, davranış ve iletişim biçimleri sistemi anlamına gelmektedir.” İkincisi ise “iki insan ancak ve ancak birbirlerini aynı ulusun üyeleri olarak kabul ediyorlarsa aynı ulusa mensup demektirler. Bir başka deyişle, uluslar insanlar yaratır; uluslar insanların kendi inanç, sadakat ve dayanışmalarının ürünüdür.”? Bunun yanında, Thiesse'nin de önemle dikkat çektiği üzere, ulusların “kimlik doğrulama listesi” mevcuttur. “Kimlik doğrulama listesi aslında bir ulusun bütün temsiliyetlerinin matrisini teşkil eder” diyen Thiesse, ulusların “kimlik doğrulama listesi”yle ilgili olarak şunları söyler: “Her ulusun, kurucu ataları; ulusun çağlara yayılan sürekliliğini sağlayan bir tarihi; milli değerleri şahsında somutlaştıran kahramanları; bir dili; kültürel ve tarihi abideleri; anı mekânları; tipik bir manzarası; bir folklor ve de giysi; damak zevki; sembolik hayvanlar gibi kimi pitoresk ortaklıkları vardır.” Bu söylenenlerden hareketle etnik grubu, “dinsel, dilsel, mekânsal, tarihi, kültürel ve etnografik birlikteliği” olan insan grubu olarak tanımlamak mümkündür. Ancak sözkonusu öğelerin biri veya tamamı, Aydın'ın da işaret ettiği şekilde, tıpkı kimlik kavramı gibi, zaman veya mekâna bağlı olarak değişebilir.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Etnisite/etnik grup ile ilgili ilk çalışma yapanlardan biri olan Max Weber, etnik grupları, fiziki görünüş ve/veya adet ya da sömürgeleştirilme ve göç nedeniyle ortak kökenleri olduğuna “sübjektif olarak inanan insan toplulukları” olarak tanımlar. Weber, etnik grubun bir üyesi olmak için “nesnel bir kan bağı olup olmaması”nın önemli olmadığını, ortak etnisiteye olan inancı uyandıranın siyasal topluluğun kendisi olduğunu ileri sürer. Steve Fenton etnik grubu, ortak bir soy, ayırıcı dil özellikleri ve Fredrik Barth, bir etnik grubun, biyolojik olarak kendi varlığını sürdürebilen, ortak bazı temel kültürel değerlere sahip olan, karşılıklı etkileşimin/iletişimin olduğu bir alan yaratan ve bir etnik gruba aidiyetle tanımlanan insanlardan oluştuğunu söyler. De vos ise etnik grubu, “ilişki içinde olduğu diğer insanların paylaşmadığı bir gelenekler kümesini ortaklaşa savunan ve özalgıya sahip insanlar topluluğu” olarak tanımlar.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Hiç şüphesiz, kimliğin oluşmasında dil, din, etnisite, ortak tarih, gelenekler, görenekler, ortak değerler, mitler ve semboller vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Bununla birlikte kimlik statik değil, dinamik bir yapıya sahip olup zaman ve mekâna bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Kişiler ve gruplar, “öteki” ile ilişkiler bağlamında kimliklerini geliştirirler. Bu özelliği itibariyle kimlik inşa edilen bir şeydir. Foucault, kimliğin, “iktidar ağları” tarafından inşa edildiğini ileri sürerken, Taylor “diyalog ağları” tarafından inşa edildiğini iddia eder. Castells’a göre ise kimliklerin inşası, “tarihten, coğrafyadan, biyolojiden, üretken ve üretmeye yönelik kurumlardan, kolektif hafızadan, kişisel fantezilerden, iktidar aygıtlarından ve dinsel vahiylerden malzemeler kullanır.”
Sayfa 7 - İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.