Eren Kurt

Eren KurtKuranın Işığında Zülkarneyn yazarı
Yazar
6.3/10
4 Kişi
18
Okunma
0
Beğeni
811
Görüntülenme

Eren Kurt Sözleri ve Alıntıları

Eren Kurt sözleri ve alıntılarını, Eren Kurt kitap alıntılarını, Eren Kurt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İskender son derece meraklı ve araştırmacı bir kişiliğe sahiptir. O zamanlarda bilinmezliklerle dolu olan dünya onun için koca bir laboratuvardır. Allah'ın ona verdiği sebepler de aslında onun içindeki öğrenme ve araştırma arzusudur. (Pothos) Kimi zaman coğrafi bir merak kimi zaman dini konulardaki bir merakla ordusuyla beraber günlerce yol yürümüştür. Kur'an'ı Kerim'de bize haber verildiği gibi Güneş'in battığı ve doğduğu yerlere de yine böyle bir sebebi izleyerek ulaşmaktadır.
Sokrates'in Savunması adlı eserinde Platon, hocasının, ölüme mahkûm edildiği Atina mahkemesinde yaptığı savunmayı kaleme almıştır. Sokrates'in mahkemede verdiği ifadelere bakalım... "Erdemli olmayı öğretmek bana Tanrı'nın bir buyruğudur; ama şuna inanıyorum ki kentimizde, şimdiye kadar Tanrı'ya benim bu hizmetlerimden daha büyük bir iyilik (hizmet) yapılmamıştır... O halde Atinalılar, size Tanrı'nın bir vergisi olan beni mahkum ederek O'na karşı bir günah işlemeyin dediğim zaman, sizin sandığınız gibi kendimi değil, sizi düşünüyorum... Ben Tanrı'nın devletin başına sardığı bir atsineğiyim, her gün her yerde sizi dürtüyor, uyarıyor, azalıyorum; peşinizi bırakmıyorum..." Yargılandığı Atina mahkemesi tarafından idama mahkum edildi ve M.Ö. 399 yılında zehir içirilerek öldürüldü. Allah'ın hikmetidir ki, bugün onu mahkum edenlerin hepsi öldü ama Sokrates de, Platon da, Aristo da, İskender de hâlâ yaşıyorlar ve kıyamete kadar da yaşamaya devam edecekler.
Reklam
Kur'an'ı Kerim'in Kehf Suresi'nde bize öyküsü anlatılan ve Zülkarneyn (çift boynuzlu) takma adını taşıyan büyük fatihin kim olduğu hakkında İslam düşünürleri yüzyıllar boyu araştırmalar yapmışlar ve ağırlıklı olarak Pers hükümdarı Kuruş ile Makedonyalı Büyük İskender üzerinde yoğunlaşmışlardır. Son zamanlarda ise Zülkarneyn'in geçmişe ve geleceğe uzanabilen bir zaman yolcusu olduğuna dair yorumlar yapılmaktadır.
İskender Yunan tanrısı Zeus ile Mısır tanrısı Ra'nın aslında aynı tanrı olduklarına inaniyordu. İnsanlar farklı coğrafyalarda da olsalar yine aynı yaratıcıya inanıyorlardı, değişen tek şey ise Tanrı'nın adıydı.
Güneşin Battığı Yer
İskender Güneş'i takip ederek insanlar için yaşama elverişli en uç noktaya kadar ulaşmak istemiştir. O zamanlardaki inanışa göre dünyada insanlar için yaşama uygun olan bir alan vardı ve bu yaşanılabilir bölgenin adı da Ökümene idi.
İskender başarılı bir şehir planlamacısı olarak seferleri boyunca kendi adını verdiği yetmişten fazla şehir kurmuştur. Bugün dahi kurduğu pek çok şehir ayakta kalmayı başarmıştır ve milyonlarca insan bu şehirlerde yaşamaktadır.
Reklam
Mısır İskenderiyesi
İlerde bu şehir, dış dünyaya oldukça kapalı olan Mısır'ın dışarı açılan penceresi ve çok canlı bir ticaretin merkezi olacaktır. Aynı zamanda Helen dünyasının da kültür merkezi haline gelecektir.
Antik çağda Gazze, o dönemde Tanrı'ya sunuda bulunmak amacıyla çokça kullanılan hoş kokulu tütsülerin merkeziydi ve tüm dünyaya tütsüler buradan ihraç edilirdi.
Atalarımız olduğuna inandığımız ancak geriye yazılı bir metin bırakmadıkları için ne yazık ki bunu ispat edemediğimiz İskitler, Yecüc-Mecüc değillerdir. Onlar, uçsuz bucaksız bozkırlarda yaşadıkları için Güneş'e karşı koruyucu engelleri (dağ,ağaç) bulunmayan, Güneş'in doğduğu yerin insanlarıdır. Kur'an mucize bir tabirle bunu; "Ona (Güneş'e) karşı kendilerine bir siper yapmadığımız bir topluluğun üzerine doğar buldu." diyerek ifade etmiştir.
İskender'le savaşmış ve kaybetmiş olmalarına rağmen Türklerin İskender'e karşı bakışı olumlu olmuştur. Yüzlerce yıl dilden dile aktarıldıktan sonra 11.yüzyılda Kaşgarlı Mahmut tarafından yazıya dökülen Şu Destanı bunun kanıtıdır. Bu destanda İskender'den, Türklerin göçebe yaşamdan yerleşik yaşama geçmelerine öncülük eden kral olarak sevgi ve övgüyle bahsedilir. Gerçekten de İskender, özellikle Sogdiana bölgesinde göçebe olarak yaşayan pek çok insanı şehirlere yerleştirmiştir.
Reklam
Yecüc ve Mecüc'ün Türkler olduğuna dair delil olarak sunulan şeylerden bir diğeri de Türklerin ünlü Ergenekon Destanı'dır. Bu destanda Türklerin demir dağı eriterek Ergenekon'dan çıkışı, Yecüc ve Mecüc'ün demirden setti yıkarak yeryüzüne dağılışına benzetilmektedir.
İskitleri savaş esnasında yakalamak adeta imkansızdı, at üzerinde hızlıca hareket ederken bir yandan da düşmanlarını ok yağmuruna tutabiliyorlardı.
"İnsan doğru olanı takip etmek için gayret göstermelidir, belirlenmiş olani değil." diyordu öğretmeni Aristo ve belki de bu sözdü İskenderi Büyük Iskender yapan ...
efsun YayinlariKitabı okudu
Kendi döneminin en büyük filozofu ve gelmiş geçmiş en büyük filozoflardan birisi olan Aristo ile dünyanın gördüğü en büyük fatihlerden biri olan İskender'in, iki farklı alanda tarihe damga vurmuş iki büyük şahsiyetin, hayatlarının bir bölümünü birlikte geçirmeleri, belki de tarihte başka örneği olmayan mucizevi bir tesadüftür.
İnsanlar farklı coğrafyalarda da olsalar yine aynı yaratıcıya inanıyorlardı, değişen tek şey ise Tanrı'nın adıydı.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.