Erhan Afyoncu

Erhan AfyoncuSorularla Osmanlı İmparatorluğu yazarı
Yazar
Derleyen
Editör
8.0/10
591 Kişi
2.698
Okunma
254
Beğeni
12,2bin
Görüntülenme

Erhan Afyoncu Gönderileri

Erhan Afyoncu kitaplarını, Erhan Afyoncu sözleri ve alıntılarını, Erhan Afyoncu yazarlarını, Erhan Afyoncu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şehzade Mustafa'nın Öldürülmesi (1553)
Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşı ilerleyince oğullarından hangisinin tahta çıkacağı yönünde bir çekişme başladı. Hür­rem Sultan, Kanuni'nin ilk oğlu Şehzade Mustafa'yı devredışı bırakıp kendi oğullarını tahta çıkarmak için bir strateji izle­meye başlamıştı. Şehzade Mehmed'in 1543 yılındaki beklen­medik ölümü Şehzade Mustafa'yı tekrar şanslı duruma getirdi. Ancak saraydaki entrikalar bitmek bilmiyordu. Ard arda ya­pılan iftiralar yavaş yavaş padişahın şehzadeye karşı olumsuz bir fikre kapılmasını sağlayacaktı. Bunda, Sadrazam Rüstem Paşa'nın etkisi büyüktü. 1553'te İran seferine padişah bizzat çıktı. Hedef İran gibi gösterilmişti ama asıl amaç Şehzade Mustafa 'nın öldürülme­siydi. Ordu 5 Ekim'de Konya Ereğlisi yakınındaki Aktepe deni­len mevkide konakladı. Burada Şehzade Mustafa 'nın öldürül­mesi ordu arasında derin bir üzüntü ve hoşnutsuzluk meydana getirdi. Şehzadenin başına gelenlerin sorumlusu olarak tepkiler Rüstem Paşa'ya yönelince, padişah ortamı yatıştırmak için Şehzade Mustafa 'ya yakınlığı ile bilinen Kara Ahmed Paşa'yı veziriazamlığa getirdi. Şehzadenin cenazesi Bursa'ya gönde­rilerek İkinci Murad türbesine defnedildi.
Birinci Viyana Kuşatması (1529)
Hazırlıklar tamamlandıktan sonra Osmanlı ordusu 10 Mayıs 1529'da İstanbul'dan Macaristan'a doğru hareket etti. Bu yıllarda dünya iklim dengesi değişmeye başlamıştı. Küçük buzul çağının başlangıcı olarak adlandırılan bu dönemde ya­ğış artmış, hava sıcaklıkları düşmeye başlamıştı. 3 Eylül 1529'da Osmanlı ordusu Budin önlerindeydi. Kısa bir kuşatmadan sonra 7 Eylül' de Budin tekrar Osmanlılar'ın eline geçti. Zapolya Budin'de yapılan bir törenle tekrar Maca­ristan tahtına geçirildi. Kanuni, Budin'den sonra yeni hedefi Viyana olarak belirledi. Kanuni hem bu yeni Kızılelma'yı ele geçirecek hem de Avusturya'nın Macaristan tehdidini ortadan kaldıracaktı. Bu­din'den hareket eden 120 bin kişilik Osmanlı ordusu 23 Ey­lül' de Avusturya topraklarına girdi. Birkaç gün sonra akıncı­lar Viyana önlerindeydiler. Karşılıklı hücumlarla ve kalenin surlarının yıkılması için patlatılan lağımlarla 15 gün geçti. Ancak havanın soğuk olması ve yağmur kuşatmayı olumsuz etkiliyordu. 14 Ekim günü Os­manlı ordusu Viyana'ya karşı büyük bir hücum gerçekleştirdi. Akşama kadar süren hücumdan bir netice alınamayınca ku­şatma kaldırıldı. Osmanlı ordusunun Viyana kuşatması 17 gün sürmüştü. Halbuki Viyana gibi bir kaleyi fethetmek için birkaç aylık mu­hasara yapılması gerekliydi. Ancak devamlı yağan yağmur ku­şatmanın devamına izin vermemişti.
Reklam
Mohaç Savaşı (1526)
İki saat süren savaşta Macar Kralı İkinci Layoş kaçarken derede boğulmuş, birçok Macar ileri geleni öldürülmüştü. Os­manlı kaybı ise çok azdı. Osmanlı ordusu savaştan kısa bir süre sonra Macaristan'ın kalbi olan Budin girdi. Ancak Bu­din'i emniyet altında tutmak kolay olmadığından iki hafta sonra şehirden ayrıldı. Kralın ölümü ile Macaristan'ı savunacak hiç kimse kalma­mıştı. Mohaç zaferiyle Osmanlılar hiç beklemedikleri bir du­rumla karşı karşıya kalmışlardı. Macaristan olgun meyve gibi kucaklarına düşmüştü. Mohaç Savaşı ile Macar Krallığı tarih­ten silinmişti. Ancak Osmanlı Devleti buna hazırlıklı değildi. Klasik Osmanlı fetih metotlarında ani bir fetih siyaseti yoktu. Fethedilen bir yere bir anda yerleşilmez, kademe kademe Os­manlı ülkesine dahil edilirdi. Bu yüzden Osmanlılar Macaris­tan'ı bir anda topraklarına katmak istemediler. Sadece Orta Tuna'da Sirem ve çevresini ellerinde tuttular. Macaristan'ın ka­lan kısımları için de Erdel Voyvodası Yanoş Zapolya'nın kral­lığını tanıdılar. Ancak Macar kralının varissiz ölmesi yüzün­den aradaki akrabalık bağlarını ileri süren Avusturya Kralı Ferdinand, Zapolya'nın krallığını tanımayarak Kuzey Maca­ristan'ı işgal etti. Macar asilzadelerinin bir kısmı Ferdinand'ın bir kısmı da Zapolya'nın krallığını tanıdılar. Macaristan için Mohaç'tan sonra büyük bir mücadele baş­ladı. Macaristan toprakları 150 yıla yakın Osmanlılar ile Habs­burglar arasında çekişme sebebi oldu.
MUHTEŞEM SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520-1566)
Adını bir rivayete göre doğduğu zaman Kur'an'da açılan bir sayfada geçen Hz. Süleyman'dan almıştır. Dönemin batılı tarihçileri Birinci Süleyman'ı "Büyük Türk", "Muhteşem Sü­leyman" olarak anmışlar, daha sonraki tarihçiler ise Kanuni Sultan Süleyman olarak zikretmişlerdir.
Osmanlı padişahları içerisinde en şanslı olarak tahta çı­kan kişi Kanuni Sultan Süleyman'dır. Tek erkek çocuk olması sayesinde kardeşleriyle mücadele etmek zorunda kalmadan, babasının kısa sürede oldukça kuvvetlendirdiği ve zenginleş­tirdiği Avrupa'nın en büyük devletinin başına geçmiştir.
İlk Celali İsyanı
Yavuz Sultan Selim zamanında meydana gelen bir isyan bütün Osmanlı tarihine damgasını vurdu. Bozoklu (Yozgatlı) Celal adlı bir timarlı sipahi şeyhliğini ilan edip, taraftar top­lamaya başlamıştı. Tokat'ın Turhal ilçesinde bir mağarada ya­şayan Celal'in etrafındakilerin sayısı binlerce kişiye ulaşmıştı. Celal, yanındakilere kendisinin mehdi olduğu söylüyordu. Şah Veli ünvanını alan Bozoklu Celal, Tokat-Sivas havalisinde ha­ kimiyet kurunca Osmanlı yöneticileri harekete geçti. Şehsuvar Ali Bey, İran'a kaçan asilerin Erzincan civa­rında önünü kesti. 1519'da meydana gelen savaşta asiler mağ­lup edildi, reisleri Celal de öldürüldü. İsyan bitmişti. Ama adı yadigar kaldı. Bozoklu Celal'in isyanı Osmanlı literatürüne yeni bir ismi kattı. Bu tarihten sonra Anadolu'da isyan eden­lere Celal'e nispetle "Celali" denildi.
Reklam
İkinci Bayezid Döneminin Önemi
Fatih Sultan Mehmed ile Yavuz Sultan Selim arasında İkinci Bayezid'in hükümdarlığı askeri başarılar açısından sö­nük kalır. Ancak İkinci Bayezid devrinde Osmanlı devlet ya­pısı gelişmiş ve Fatih döneminde fe thedilen topraklarda Os­manlı düzeni kurulmuştur. Osmanlı denizciliği nakliye gücü yerine bir savaş aracı olarak gerçek manada bu dönemde or­ taya çıktı. Osmanlı İmparatorluğu'nun 16. yüzyılda dünya siyasetine yön verecek alt yapısı oluşmaya başladı. İkinci Bayezid devri Osmanlı tarih yazıcılığı bakımından da son derece önemli bir dönemdir. Osmanlı İmparatorlu­ ğu'nda tarih yazıcılığı bu hükümdarın döneminde başlamıştır. Osmanlı tarihine ait teferruatlı bilgi veren asıl eserler İkinci Bayezid devrinde yazılmışlardır.
Küçük Kıyamet (1509)
10 Eylül 1509 günü gece saat dörtte İstanbul büyük bir depremle sallandı. İnsanlar ne olduğunu anlayamadan bütün şehir harap oldu. 5 ila 13 bin arasında insan ölmüş, 10 binden fazla insan da yaralanmıştı. Bu deprem İstanbul için o kadar yıkıcı olmuştu ki, tarihçilerce "Kıyamet-i Sugra", yani "Küçük kıyamet" olarak adlandırılmıştı.
Fatih'in bir hastalık sonucu mu, yoksa zehirlenme so­nucu mu öldüğü belli değildir.
En büyük düşmanı Venedik'i pes ettiren Fatih'in yeni he­defi Ege Denizi'ne tamamen hakim olmak ve İtalya'yı fethet­mekti.
Reklam
Osmanlı sultanı fetihlerine devam ederken bütün Avrupa korku içerisinde, çaresizce bekliyor, birçok ülkede "acaba bu yıl Türkler ülkemize gelirler mi?" diye düşünülüyordu.
Fethin Yankıları
İstanbul'dan kaçanların Ege'deki adalara varmasından sonra, İstanbul'un düştüğü haberi her tarafa yayıldı. Haber Venedik senatosuna ulaştığında salonu derin bir sessizlik kap­ladı. Senato üyeleri korku ve şaşkınlık ile birbirlerine baktılar. Ardından ağıtlar, çığlıklar birbirini takip etti. Kimisi saçını ba­ şını yolarken, kimisi de göğsünü yumrukluyordu. Hristiyan dünyası bugün bile atlatamadığı bir şoka gir­mişti. Kimse bu duruma inanamıyordu. Bazıları Bizans'ın yardımına gidilmediği için Avrupa'daki Hristiyan devletleri suçlarken, bazıları da Bizanslılar'ın işledikleri günahların so­nucunda bunların olduğunu ifade ediyordu.
İlk Yeniçeri Ayaklanması (1446)
ı446'da Edirne'de, Osmanlı tarihinin ilk yeniçeri ayak­lanması meydana geldi. İsyanın görünüşteki sebebi paranın değerinin düşürülmesiydi. Bu durumdan rahatsız olan asker ayaklanarak Rumeli Beylerbeyi Şehabeddin Paşa'nın evine saldırıp, ardından da şehrin doğusundaki bir tepeye çekildi. İsyan yeniçerilerin maaşlarına yarım (buçuk) akçe zam ya­pılarak bastırılabildi. Ancak asker tahtta İkinci Murad'ı gör­mek istiyordu. İktidar boşluğu meydana geldiği için Çandar­lı'nın gizlice haber gönderdiği İkinci Murad, Edirne'ye gelerek tahta geçti.
Varna Savaşı (1444)
Varna Savaşı, tarihin, en büyük imha muharebelerinden biridir. Bu savaştan önceki iki yılda Macarlar karşısında alı­nan yenilgiler durdurulmuş ve buhran sona erdirilmişti. Bu savaş aslında İstanbul'un kaderinin belirlendiği bir muhare­beydi. İkinci Murad, Varna Savaşı'nı kazandıktan sonra Ma­nisa'ya çekildi. Ancak Veziriazam Çandarlı Halil Paşa, İkinci Murad'ın tekrar tahta çıkmasını arzulamaktaydı.
Fatih'in İlk Hükümdarlığı
İkinci Murad çok savaşçı bir kişiliğe sahip olmamasına rağ­ men hükümdarlık dönemi devamlı savaşlarla geçmişti. 1440'a kadar Sırbistan ve Eflak hakimiyeti için Macaristan'la yapılan savaşlarda büyük başarılar kazanılmıştı. Ancak ı440'ta Belg­rad kuşatmasındaki başarısızlıktan sonra, arka arkaya mağlu­biyetler alındı. Haçlı kuvvetleri Hunyadi idaresinde kazandık­ları başarılarla Edirne'yi tehdit edecek duruma geldiler. İkinci Murad istila ordusunu Balkan geçitlerinde 24 Kasım 1443'teki Zlatica Savaşı'yla zorla durdurabildi. Durumun kötüye gittiğini gören padişah, bu tarihten itibaren barış siyasetine geri döndü. Bu tarihlerde büyük oğlu Alaeddin'in ölümü İkinci Murad'ı bunalıma soktu. Kapıkulları ile Türk beyleri arasında devlet makamlarına ve siyasetine hakim olma mücadelesi de hüküm­darı yıpratmıştı. Ömrünün son yıllarını savaştan uzak geçir­mek ve hayattaki tek oğlu Mehmed'in hükümdarlığını garan­tiye almak için Karaman Beyliği ile Balkanlar'daki devletlere bazı toprak tavizleri vererek tahtı 12 yaşındaki oğluna bıra­kıp, Manisa'ya çekildi.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.