Yeraltı edebiyatı yazarlarının arasına yeni katılan bu genç arkadaş ilerleyen zamanlarda adından çok bahsettirecek gibi gözüküyor. Çıkarmış olduğu Zürafa Tozu adlı romanıyla kendinden bahsettirmeye başlayan Erim Şişman; sade bir anlatım dili ve hikayelerinde yarattığı ters köşe kurgularla okuyucuya mükemmel bir haz veriyor.
k:235905 beni kapağı ile çeken bir kitap olmakla kalmayıp konsepti meraklandırmıştı fakat. ilk 30 sayfa o kadar kötü ki. aşırı kötü bir infodumb ile başlıyoruz. yazar kendisi bize mevcut durumu anlatıyor ve dünya hakkında bilgi veriyor. o bilgi neden var neden orada hiç bi açıklama yok.
gelelim takip ettiğimiz karaktere. duygu değişiminin o kadar şiddetli olması ağzımı açık bıraktı. bu kadar gerçek dışı bir durum olamaz. karakterin yanına gelen bir yan karakter ise anınında ana karakterimize tutulması ise çok kötü. dur bi tanı önce ama yok. vuruldu artık ilk görüşte aşk çünkü NEDEN OLMASIN.
Ana karakterin karakteri hakkında ise söyleyebileceğim tek şey; BÖYLE OLMAMALI. Karakteri tanıtmadan, bir derinliği bir sağlamlığı oluşturulmadan (kitabın başında travmatik bir olay yaşanıyor ama sorun yok çünkü...) karaktere bir motivasyon ve ültimatom verilmeye çalışılmış fakat aşırı sığ kalmış.
Kitap nereye gidecek, daha da sıvayacak mı yoksa toparlayacak mı sadece merakımdan okumaya devam edeceğim ama şimdilik sadece konsepti için 2/10. eğer ki konsepti de iyi işleyemez ise (ki nedense mad max filmlerinden deli çocuklar var) 1/10 lik bir kitap ):
Fazladan dokunmak istediğim bir detay ise İthaki yayınlarının bu kitabı “ottopunk” olarak pazarlamaya çalışması. Steampunk ve Cyberpunk dönemin gelişmişliği üzerinden o kalıplara sahip. Steampunk’ın victoryan dönem estetiği taşıması victoryapunk yapmıyor, steampunk yapıyor. coğrafi bölgeye göre kategorize edip bakın yeni bi subjanra demek aşırı saçma.
Kitabımız, karakterimizin sevgilisine evlenme teklifi edeceği sırada aldatılması ve bunu yedirememesi üzerine onu öldürmesiyle başlıyor. Ve burdan da karakterimizin nasıl seri katile dönüştüğünü okuyoruz.
Kitapta bir çok şey hakkında bir çok bilgi mevcut. Gerekli gereksiz tartışılır.
Kitapta yazarın sistem ve insanlık hakkında güzel, tam yerinde eleştirileri var.
Kitabı sevdim amma velakin gereksiz uzatılmış. Başlarda çok eğlenerek okumuştum ama sonlarda aşırı sıkıldım ve bitse de kurtulsam moodundaydım. Tabii bu benden de kaynaklı olabilir, çünkü baya aralarla okudum.
Kitabı kesinlikle okumalısın ya da asla okumayın gibi şeyler söyleyemem size kalmış artık.
Bol kitap okumalı günler dilerim. Sağlıcakla kalınız...
Zürafa TozuErim Şişman · Panama Yayıncılık · 2020340 okunma
Sevgilisine evlenme teklifi edecekken onun kendisini aldattığını öğrenen adamın onu öldürmesiyle kitap başlıyor. Sonrasında nasıl seri katil olduğunu okuyoruz. Sevgilisine "Zürafa"; kendisine "Salyangoz" lakabını takan seri katilin yaptıklarını okumak tüyler ürperticiydi. Yeraltı edebiyatından kitaplar okumak genelde böyle hissettirir, hem rahatsız olur hem de ne olacak acaba diye merak edersiniz.
* * *
Kitap genel olarak güzeldi ve temposu düşmeden ilerledi. Sonu da benim için çok şaşırtıcı olmadı ama şaşırtıcı bulanlar olacaktır. Yeraltı edebiyatı sevenlere tavsiye ederim.
Zürafa TozuErim Şişman · Panama Yayıncılık · 2020340 okunma
Seri katilin ağzından anlatılan bir roman. Anlatımda bir tek düzelik vardı, ama okumayı engelleyecek kadar değildi; hatta katilin ne kadar kolay karanlık tarafa geçtiği düşünüldüğünde bir sorunmuş gibi değil de bilinçli yapılmış bir yazım tekniğiymiş gibi bile değerlendirilebilir.
Katilin felsefe yaptığı bölümlerde, hem insanlığa dair kendisine hak verilesi hem de katil olmasının şaşırtmadığı düşüncelerine bir arada denk gelinebiliyor.
Standart bir son beklerken, sonunun şaşırtıcı olması mutlu etti ve kitapla ilgili genel kanımı yükseltti.
Zürafa TozuErim Şişman · Panama Yayıncılık · 2020340 okunma