-Peygamberimizin mücadelesi yerine saçının, sakalının uzunluğuna, sarığının cübbesinin renginde yok olduk.
-İlim yerine alim denilen insanların yüceltilmiş hayatlarında takvayı aradık.
-Söylenen sözün hakikat olup olmadığını araştırıp hakikatin peşine düşmek yerine sözü söyleyeni şekliyle, şemailiyle değerlendirdik ve birçok hakikati katlettik.
Kur'an'ı yeminlere alet ettik, Kur'an çarpar dedik, evleri korusun diye duvarlara astık, çocukları korusun diye boyunlarına, ticaretimiz artsın diye dükkanlara astık, hastalıktan korusun diye üfledik, azaptan korusun diye ölülere okuduk...
-Gecede inen vahyin yerine vahyin indiği geceyi yakalama peşine düştük.
-Ashab-ı Kehf'in mücadelesi yerine "kaç kişiydiler" ya da "kaç yıl uydular" muammasında kaybolduk.
-Kur'an'da geçen örtünme ayetlerinin hikmeti yerine örtünün şekline şemaline takıldık.
-Kur'an'ın mesajı yerine Arapça metnini yücelttik.
Yazar kitabında geleneksel islam bilgisine aykırı olarak ihtilaflı birçok konu hakkında kişisel görüşlerini açıklamaktadır.
Bazı konularda yanlış meallendirmenin yapıldığını savunan yazar, bu konularda arapça lugatından faydalanmaktadır. Kur'an'da ayrıntısına yer verilmeyen birçok meselenin, rivayetlerle bağlamından koparıldığı ve doğa üstü atıflarla insanlarda mistik duygular uyandırmaktan başka birşeye yaramadığı görüşündedir.
Bakış açısı kazandırması açısından faydalı bir eser.