Bir insan ömrü boyunca kaç kere aşık olabilir?
Birini deli gibi sevenlerin gönülleri başkasına meyledebilir mi?
Peki ya aldatmak?..
İnsan sadece başkasını düşünerek de aldatmış olamaz mı, zihinde başlayıp zihinde biten bir aldatma yok mudur?
Sevdiğimizin elini tutup gözlerine bakarken, başkası ile gelecek hayalleri kurmak aldatmak değil midir?
Başkomiser Muzaffer ve arkadaşları intikam yemini etmiş bir katilin peşindeler. Herkes şüpheli, herkes masum… Bir romandaki karakterler ne güç peşinde ne de şöhret. Hepsinin tek derdi adalet.
Gününde gelen adalet…
Peki, bir cinayeti hangi sebep haklı kılabilir? Boşandıgımız eşimiz başka biriyle evlenecek olması mı? Üç dönümlük tarlamızın üç metrelik sınırınnın, kırk yıllık komşumuz tarafından ihlal edilmesini? Tuttuğumuz takımın galibiyetini kutlamak için sıktığımız iki kurşun da bizi katil yapar mı yoksa?
Portakalları soyar başucumuza koyardık.
Piti pitilerle karamela sepetimizi doldururduk.
Maçın başında yazı tura atacak paramız olmazsa seçtiğimiz bir taşı havaya atıp " Yaş mı, kuru mu ?"diye sorardık.
Başkomiser Muzaffer harika bir senaryo film gibi bir solukta okudum bir çok kahraman olan bir kitap idi gerçekten ölüm ve can almanın önemi takrar tekrar vurgulanmış teşekkür ederim yazara polisye kitaplara ilgim dahada arttı sanki bitmesini istemedim bir o kadar daha olsa okurdum. Katil ummadığım aklıma gelmeyecek biri çıkması üzdü sadece beni kesinlikle okuyun derim kitaplı kalın
Geri SayımErol Yiğit · Boramir Yayınları · 201729 okunma