"Biriyle konuşurken, karşımızdaki bizimle ilgilenmez de başka işlerle meşgul olursa bu durum hoşumuza gider mi? Peki, kainatın yaratıcısı bu kadar lütuf vermişken, insanın bu şekildeki umursamaz tavrı...?"
"Biz toplum olarak kaç tane tartışmamızda Kur'an'ı hakem olarak tayin ettik? Hangi miras paylaşımında Rabbimizin emrini uyguladık? İnsanlar birbirlerini dava ederken, çözüm olarak hiç Kur'an ve sünneti işaret ettik mi?"
'Eğer Allah'a ve Ahirete iman ediyorsanız hakkında ihtilafa düştünüz meseleyi Allah'a ve Resulüne arz ediniz. (Nisa 59)'
"Allah'a (c.c.) aşık olanların alametleri nelerdir?" dedim. Adam:
'Allah'a (c.c.) aşık olan kişi hüzün denizinde boğularak hayret sahiline sürüklenmiştir'' dedi.
"...Ancak suçun tamamı kafirlerde değil, Kur'an'ı ihmal edip hayatında bir defa dahi okuma zahmetinde bulunmayan şu anki vefasız ümmettedir. Üç paralık zalim yöneticilere maskara olan Müslümanlar, hatayı biraz da kendilerinde arasınlar."
"Narımı nuruma tercih etme! Dünyada sahip oldukların seni aldatmasın. Çünkü o, ahirette senin için hazırlanmış olan nimetlere ulaşmana engeldir. Senin elinde olanlar büyüktür; ancak zararlı olmasa... Servettir; ancak helak olmasa... Neşe ve sürurdur ancak sonunda feryat olmasa... Tüm bunları düşünerek dikkatli ol ki; bu süslü ve şatafatlı durum seni helake sürüklemesin!"
"Ey evladım! Allah (c.c.) bir insanla ünsiyet kurarsa ona dört özellik verir. Bunlar; kral olmaksızın bir heybet, eğitim almaksızın bir ilim, mal olmaksızın bir zenginlik, aile ve akraba olmaksızın bir izzettir."
Güneş leş olan bir hayvanın üzerine de doğar, güzel kokulu bir çiçeğin üzerine de... Ancak leş o güneş ışığından etkilenerek pis kokar; çiçek ise o ışıktan aldığı vitamin ile hoş koku üretir. İşte Allah'ın verdiği bütün nimetlerden herkes tabiatına göre alır.
"Kafir ve zalimlerin Kur'an'dan bu kadar nefret etmelerinin sebebi, Kur'an'ın hak ve hukuku getirmesi, Allah'ın iradesinin hakim olmasını emretmesi, insanların eşit olduğunu, üstünlüğün ancak takva ile olacağı gerçeğini vurgulamasıydı."